ABDULLAH ÇATLI EROİN SATIYORDU!' İDDİASI
Susurluk çetesinin önemli tanıklarından Hadi Özcan'dan çarpıcı açıklamalar...
Susurluk çetesinin önemli tanıklarından Hadi Özcan, bir dönemin karanlık
ilişkilerini anlatırken, “Cezaevindeyken, İçişleri Bakanı Ağar,
‘Hadi’yi öldürecekler’ diye bana haber gönderdi” dedi
Susurluk dönemine ışık tutan açıklamalarda bulunan Hadi Özcan, gazeteci Sadık Güleç ve Fırat Alkaç’ın yazdığı ‘Ölüm Üçgeni; Bir şehir, Bir Kabadayı, Bir Mafya Babası’ kitabındaTürkiye’nin karanlık dönemlerindeki önemli aktörleriyle olan ilişkilerini anlatıyor.
Çatlı’yı deşifre etti
Hadi Özcan, Susurluk kazası öncesinde savcılığa verdiği ifadede derin yapılanmayı ayrıntılarıyla anlattı. Özcan, ilk defa “Mehmet Özbay” kod isimli Abdullah Çatlı’nın gerçek kimliğini deşifre ederek kayıtlara geçirmişti. Kurdukları paravan şirketlerle, 1990’lı yıllarda BOTAŞ’ın Ceyhan’daki atık petrol ihalesini alan Hadi Özcan ve Abdullah Çatlı’nın arası, milyonlarca dolarlık para gelirinin paylaşılması aşamasında açılmıştı.
Yeşil ve Küçük uyarmış
Hadi Özcan kitapta, Abdullah Çatlı’nın kendisini öldürmek için plan yaptığını ve bunu da Yeşil’den öğrendiğini anlatı.
Özcan’ın, Ergenekon’dan tutuklu bulunan Veli Küçük’le ilgili de anlatımları var. Polis takibinden kurtulmak için Trabzon’a gittiğini söyleyen Özcan, şunları anlatıyor:
“Veli Küçük’ü arayıp, ‘Bu günlerde teslim olmayı düşünüyorum. Sana teslim olayım’ dedim. Hoşuna gitti, ‘Ol’ dedi. Ertesi gün Küçük aradı. ‘Trabzon’da mısın?’ diye sordu. Şaşırdım çünkü nerede olduğumu söylememiştim. Bana ‘Seni yakalayacaklar dikkatli ol’ dedi.”
Ağar haber göndermiş
Polis operasyonuyla Rize’de yakalanan Hadi Özcan tutuklandıktan sonra adamlarıyla birlikte Çankırı Cezaevi’ne sevk edildi. Özcan, cezaevinde yaşadığı bir iddayı da şöyle anlatıyor: “Üçüncü günümde avukatım geldi. Mehmet Ağar haber göndermiş, ‘Hadi’yi cezaevinde öldürecekler ve Doğulu bir aileyi öldürdüler de onun için öldürüldüler süsü verecekler.’ Hiçbir tanışıklığımız olmadığı halde ve Türkiye’de o günler korkunç olayların yaşandığı bir zamanda, bakan neden bana haber gönderir? Çünkü ona bağlı Özel Harekât Müdürü’nün yaptıklarını ilk kez ben açıklamıştım. Çatlı’nın kirliliğini ben piyasaya çıkarmıştım.”
Çatlı, Avrupa’da eroin satıyordu
Hadi Özcan kitapta Yeşil Kod isimli Mahmut Yıldırım ile Antalya’da yaptıkları bir görüşmede, tanımadığı genç biri ülkücünün de bulunduğunu anlattı. Özcan’ın anlatımına göre, bu genç, Almanya’daki tekstil fabrikalarına bir gün Abdullah Çatlı’nın geldiğini söyledi ve şunları anlattı: “Eski tanıdığımız ve Papa davasını bildiğimizden el üstünde tuttuk. Bir gün 80 kilo eroin getirdi. ‘Bunu biz zulaya koyalım, parasıyla devlet kuracağız’ dedi. Öl dese ölürdük, reisimizdi. Bir gün geldi malı aldı, beş kiloyu bıraktı, ‘Sonra alacağım’ diye gitti. Birkaç gün geçti. Polis işyerini bastı. Kardeşim bu olayı araştırmaya başladı. Onu da öldürdüler.
Susurluk dönemine ışık tutan açıklamalarda bulunan Hadi Özcan, gazeteci Sadık Güleç ve Fırat Alkaç’ın yazdığı ‘Ölüm Üçgeni; Bir şehir, Bir Kabadayı, Bir Mafya Babası’ kitabındaTürkiye’nin karanlık dönemlerindeki önemli aktörleriyle olan ilişkilerini anlatıyor.
Çatlı’yı deşifre etti
Hadi Özcan, Susurluk kazası öncesinde savcılığa verdiği ifadede derin yapılanmayı ayrıntılarıyla anlattı. Özcan, ilk defa “Mehmet Özbay” kod isimli Abdullah Çatlı’nın gerçek kimliğini deşifre ederek kayıtlara geçirmişti. Kurdukları paravan şirketlerle, 1990’lı yıllarda BOTAŞ’ın Ceyhan’daki atık petrol ihalesini alan Hadi Özcan ve Abdullah Çatlı’nın arası, milyonlarca dolarlık para gelirinin paylaşılması aşamasında açılmıştı.
Yeşil ve Küçük uyarmış
Hadi Özcan kitapta, Abdullah Çatlı’nın kendisini öldürmek için plan yaptığını ve bunu da Yeşil’den öğrendiğini anlatı.
Özcan’ın, Ergenekon’dan tutuklu bulunan Veli Küçük’le ilgili de anlatımları var. Polis takibinden kurtulmak için Trabzon’a gittiğini söyleyen Özcan, şunları anlatıyor:
“Veli Küçük’ü arayıp, ‘Bu günlerde teslim olmayı düşünüyorum. Sana teslim olayım’ dedim. Hoşuna gitti, ‘Ol’ dedi. Ertesi gün Küçük aradı. ‘Trabzon’da mısın?’ diye sordu. Şaşırdım çünkü nerede olduğumu söylememiştim. Bana ‘Seni yakalayacaklar dikkatli ol’ dedi.”
Ağar haber göndermiş
Polis operasyonuyla Rize’de yakalanan Hadi Özcan tutuklandıktan sonra adamlarıyla birlikte Çankırı Cezaevi’ne sevk edildi. Özcan, cezaevinde yaşadığı bir iddayı da şöyle anlatıyor: “Üçüncü günümde avukatım geldi. Mehmet Ağar haber göndermiş, ‘Hadi’yi cezaevinde öldürecekler ve Doğulu bir aileyi öldürdüler de onun için öldürüldüler süsü verecekler.’ Hiçbir tanışıklığımız olmadığı halde ve Türkiye’de o günler korkunç olayların yaşandığı bir zamanda, bakan neden bana haber gönderir? Çünkü ona bağlı Özel Harekât Müdürü’nün yaptıklarını ilk kez ben açıklamıştım. Çatlı’nın kirliliğini ben piyasaya çıkarmıştım.”
Çatlı, Avrupa’da eroin satıyordu
Hadi Özcan kitapta Yeşil Kod isimli Mahmut Yıldırım ile Antalya’da yaptıkları bir görüşmede, tanımadığı genç biri ülkücünün de bulunduğunu anlattı. Özcan’ın anlatımına göre, bu genç, Almanya’daki tekstil fabrikalarına bir gün Abdullah Çatlı’nın geldiğini söyledi ve şunları anlattı: “Eski tanıdığımız ve Papa davasını bildiğimizden el üstünde tuttuk. Bir gün 80 kilo eroin getirdi. ‘Bunu biz zulaya koyalım, parasıyla devlet kuracağız’ dedi. Öl dese ölürdük, reisimizdi. Bir gün geldi malı aldı, beş kiloyu bıraktı, ‘Sonra alacağım’ diye gitti. Birkaç gün geçti. Polis işyerini bastı. Kardeşim bu olayı araştırmaya başladı. Onu da öldürdüler.
0 commentaires:
Post a Comment