Evrim Solmaz, yıllardır ekranlardan tanıdığımız bir oyuncu. En
büyük çıkışını, “Hanımın Çiftliği” dizisinin Gülizar’ı olmayı kabul
ederek gerçekleştirdi. Solmaz’la
20 yıllık oyunculuk hayatını, iki saatlik sohbetimize sığdırmaya
çalıştık. İşte sohbetimizden geriye kalanlar...
Oyunculuk hayatınızın dönüm noktası ne?
- “Hanımın Çiftliği”nde oynamayı kabul etmem... Gülizar rolü, şunu duymamı sağladı: “Başarılı ve iyi bir oyuncu”. Her zaman “Sizi çok beğeniyoruz ”u duymuştum ama bu rolden sonra “Diziyi sadece sizin için izliyoruz” diyenler oldu. Bu bir fark. Bunu şimdi duymak benim için çok değerli.
“Bunca yıldır emek harcadım, geç de olsa takdir edildim” mi diyorsunuz, yoksa bu geç kalınmışlığa içerliyor musunuz?
- Mutluyum ama büyük bir şaşkınlık söz konusu değil. Genç kızlığımda yaptığım birkaç iş, ilk şaşkınlığımı yaşamama sebep olmuştu. Bir de çok iyi bir yazar olan Orhan Kemal faktöründen bahsediyoruz burada. Gülizar’ın sevilen birkaç karakterden biri olması çalışmanın, Orhan Kemal’in ve ekibin başarısıdır.
BAZEN APTAL BAZEN ZEKİYİM
Sizin hiç mi etkiniz yok bu başarıda?
- Tabii ki ben de bazı kritik konularda günlerce “Nasıl yaparsam, bu karakterin sırtını yere vermem” diye düşündüm. Gülizar’ı çok aşağı bir yere çekmek de mümkündü. Onun için ne yaparsa yapsın, dayandığı bir sebep olmalıydı. Anlaşılabilmesini istedim. Bunun için çok düşündüm, bunun meyvesini de Gülizar verdi bana. Nasıl bir kadın olursa olsun sevilmesini sağlayarak... Kendimi onun bayrağını taşıyor gibi hissediyorum.
Gülizar size çok şey borçlu o zaman...
- Ben de ona çok şey borçluyum. Yıllarca eğitim aldım. Hocalık, yüksek lisans, master derken tüm öğrendiklerimi ona uyguladım. Sonuç olarak bu güzel sözleri duymak da çok hoş.
Bundan sonra nasıl bir rol için Gülizar’a harcadığınız emeği harcarsınız?
- Tabii ki tüm rollerin hakkını vermeye çalışırım. Hayalim; bir aşk filminde zorluklar, ateşler içindeki bir kadını oynamak.
İnsanlar sizi güzel buluyor. Siz aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz?
- Bazen çocuk, bazen aptal, bazen zeki, bazen çirkin, bazen güzel, bazen seksi, bazen bakıma ihtiyacı olan, bazen yaşlanmış, bazen 12 yaşında gibi... Her zaman söylediğim bir laf var; “Güzellik, görenin gözlerinde”. Siz güzel görüyorsanız güzeldir. Güzellik sizin baktığınız yerde.
- “Hanımın Çiftliği”nde oynamayı kabul etmem... Gülizar rolü, şunu duymamı sağladı: “Başarılı ve iyi bir oyuncu”. Her zaman “Sizi çok beğeniyoruz ”u duymuştum ama bu rolden sonra “Diziyi sadece sizin için izliyoruz” diyenler oldu. Bu bir fark. Bunu şimdi duymak benim için çok değerli.
“Bunca yıldır emek harcadım, geç de olsa takdir edildim” mi diyorsunuz, yoksa bu geç kalınmışlığa içerliyor musunuz?
- Mutluyum ama büyük bir şaşkınlık söz konusu değil. Genç kızlığımda yaptığım birkaç iş, ilk şaşkınlığımı yaşamama sebep olmuştu. Bir de çok iyi bir yazar olan Orhan Kemal faktöründen bahsediyoruz burada. Gülizar’ın sevilen birkaç karakterden biri olması çalışmanın, Orhan Kemal’in ve ekibin başarısıdır.
BAZEN APTAL BAZEN ZEKİYİM
Sizin hiç mi etkiniz yok bu başarıda?
- Tabii ki ben de bazı kritik konularda günlerce “Nasıl yaparsam, bu karakterin sırtını yere vermem” diye düşündüm. Gülizar’ı çok aşağı bir yere çekmek de mümkündü. Onun için ne yaparsa yapsın, dayandığı bir sebep olmalıydı. Anlaşılabilmesini istedim. Bunun için çok düşündüm, bunun meyvesini de Gülizar verdi bana. Nasıl bir kadın olursa olsun sevilmesini sağlayarak... Kendimi onun bayrağını taşıyor gibi hissediyorum.
Gülizar size çok şey borçlu o zaman...
- Ben de ona çok şey borçluyum. Yıllarca eğitim aldım. Hocalık, yüksek lisans, master derken tüm öğrendiklerimi ona uyguladım. Sonuç olarak bu güzel sözleri duymak da çok hoş.
Bundan sonra nasıl bir rol için Gülizar’a harcadığınız emeği harcarsınız?
- Tabii ki tüm rollerin hakkını vermeye çalışırım. Hayalim; bir aşk filminde zorluklar, ateşler içindeki bir kadını oynamak.
İnsanlar sizi güzel buluyor. Siz aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz?
- Bazen çocuk, bazen aptal, bazen zeki, bazen çirkin, bazen güzel, bazen seksi, bazen bakıma ihtiyacı olan, bazen yaşlanmış, bazen 12 yaşında gibi... Her zaman söylediğim bir laf var; “Güzellik, görenin gözlerinde”. Siz güzel görüyorsanız güzeldir. Güzellik sizin baktığınız yerde.
TUTKUDAN AVUÇLARIMIN İÇİ YANAR
Sakin görünüyorsunuz ama ben sizin gözünüzde tutku görüyorum...
- Hayatta her şeyde tutkuluyum. Temizliği de makyajı da sevgiyle yaparım. Benim avuçlarımın içi yanar. Bazen göğsümden onlarca at çıkacak gibi hissederim. Ben bunun yanına aklı koydum. Gençliğimde yoktu. Bir ata mı biniyorum, nereye giderse giderdim. Ama şimdi dizginler benim elimde, nereye gideceğimi bilmeliyim. Herhalde yaştan.
Sakin görünüyorsunuz ama ben sizin gözünüzde tutku görüyorum...
- Hayatta her şeyde tutkuluyum. Temizliği de makyajı da sevgiyle yaparım. Benim avuçlarımın içi yanar. Bazen göğsümden onlarca at çıkacak gibi hissederim. Ben bunun yanına aklı koydum. Gençliğimde yoktu. Bir ata mı biniyorum, nereye giderse giderdim. Ama şimdi dizginler benim elimde, nereye gideceğimi bilmeliyim. Herhalde yaştan.
0 commentaires:
Post a Comment