بطل فلم وادي الدئاب

Friday, May 30, 2014

Esenler Alperen Ocakları, Abdullah Çatlı’yı Andı 2014

Esenler Alperen Ocakları’nın Esenler Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlediği Abdullah Çatlı’yı anma programına Çatlı’nın kızı Gökçen Çatlı, İstanbul Alperen Ocakları Başkanı Hüseyin Aktaş, Esenler Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Erol Hacıgül, Esenler Alperen Ocakları Başkanı İlhan Küçük ve çok sayıda izleyici katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan programda 9 yaşındaki Hüseyin Tekin Kuran tilaveti okudu. Kuran Tilavetinin ardından hazırlanan slaytlarda Esenler Alperen Ocaklarının bügüne kadar gerçekleştirmiş olduğu faaliyetler sunuldu. Bunun yanında Rahmet Muhsin Yazıcıoğlu’nun Abdullah Çatlı’nın mezarı başında yaptığı konuşma izleyicilere izletildi. Ayrıca Çatlı’nın dava arkadaşlarından olan Nizamettin İçlek’in Çatlı’ya yazmış olduğu seslendiren genç duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu.
Cinayetler aydınlansın
Esenler Alperen Ocakları İlçe Başkanı İlhan Küçük, programı başlatan konuşmayı yaparak, Muhsin Yazıcıoğlu ve Abdullah Çatlı gibi vatan evlatlarının cinayetlerinin aydınlatılmasını istedi. Abdullah Çatlı için yürütülen kara propaganda da son bulsun ve Çatlı’ya iadeyi itibar verilmesini isteyen Küçük, konuşmasına son verdi.
Vatan hainleri daha çok itibar görüyor
Esenler Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Erol Hacıgül, Türkiye’de gelinen noktada vatan evlatları gerekli itibarı görmüyor. Vatan hainlerinin bile kahraman ilan edildiği ülkede vatanın öz evlatları neden yok sayılıyor. Bu insanlar vatanları için mücadele ettikleri için öldürüldüler, Çatlı gibi niceleri bu uğurda şehit düşüyor ve düşmeye devam edecektir.
Amacımız Nizam-ı Alem olmalı
İstyanbul Alperen Ocakları Başkanı Hüseyin Aktaş, bizim davamız Nizam-ı Alem davasıdır. Tıpkı rahmetli Abdullah Çatlı gibi… Biz Muhsin Yazıcıoğlu ve Abdulah Çatlı gibi milli evlatların izinden gitmeye devam edeceğiz. Bu ülkede vatan sevdalası olmanın bedelleri çok ağır bu bedeli ödeyen en önemli şahıslardan biri de Abdullah Çatlı’dır. Nizam-ı Alem davamızı tüm dünyay hakim kılmak için yürüttüğümüz çalışmalar, atalarımızın bize bıraktığı bir mirastır. Biz bu mirasa sahip çıkamamanın hüznünü yaşasakta, bu bayrağı Allah’ın izniyle zirveye kadar taşıyacağız.
Yapılan açılış konuşmalarının ardından sahneye çıkan Abdullah Çatlı’nın en büyük kızı olan Gökçen Çatlı, Babasını anlatmak için kürsüye çıktı.
Babamın öleceğini 2 hafta önceden anlamıştık
Babam vefat etmeden 2 hafta önce çok sıkıntılı günler geçiriyordu. Bu sıkıntısı yüzüne yansıyordu. Baba – kız arasında bir telepati vardır, bunu herkes anlayamaz. Bende babamdaki kötü enerjiyi hissediyordum ve bana bildiklerini anlatmak istiyordu. Bende pek sıcak bakmıyordum ama babam erkek evladım yok bunları sana anlatmak istiyorum demişti. Babam yola çıkmadan önce kötü bir rüya görmüştüm. Araba kullanmamasını istemiştim ve sözünü almıştım.
Babam kaza sonucu ölmedi
Kazadan sonra babam vefat etmemişti. Babam şiddete uğradıktan sonra öldü. Bunu kimse ifade etmiyordu ve edemiyordu. Vucüdundaki darbe izleri trafik kazasından kaynaklı değildi. Kaza raporunda darp yerlerinin kazayla oluşamayacağı kanıtlanmasına rağmen bunu biz kimseye anlatamadık. Ayrıca babam ölmeden önce miting ve yürüyüş düzenlemek istiyordu. Bildiklerini tüm Türkiye’ye aktarmak istiyordu.
Abdullah Çatlı Anadolu çocuğuydu
Ardıma baktığımda babam kimdir dediğimde, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi babam Anadolu çocoğuydu, kuran çocuğuydu. İstanbul’da üniversite yıllarında başladığı dava hayatında çok dalgalı bir hayat geçirdi. Babam öldükten sonra bir tek Muhsin Yazıcıoğlu üzgün olduğunu ifade edip, babamı savundu. Diğer tanıdıkları bunu hep kapalı kapılar ardında ifade etti.
Para onun için bir araçtı
Babam için para hiçbir zaman amaç olmadı. Para onun için hedeflerine ulaşmada bir araçtı. Babam öldükten sonra yaşadığımız hayat ortada herhangi bir maddi dayanağımız yok. Babam yaptıkalarını para için değil vatan için yaptı. Bu kadar şey yapan insan ardında hiç bir şey bırakmadıysa o adam kahramandır.
Devletin kendiyle yüzleşmesi gerekiyor
Vatanı ve milleti için çalışan babamın, devlet tarafından yok sayılması artık son bulmalı. Bu konuda devlet kendiyle yüzleşmeli ve gerçekleri kamuoyuyla paylaşmalı. Bugün MİT itibarını yitirmiştir. Vatan hainlerinin itibar gördüğü Türkiye’de babam gibi vatan evlatlarının karalanması ve karanlık insan gibi yansıtılması çok üzücü. Bugün babama sadece sağ kesim değil sosyal demokratlar bile sempati duyuyor.
Babamın mirasını oğlum Abdullah devam ettirecek
Biz her 3 Kasım’da babamın mezarı başında babamı anıyoruz. Bunu bir ritüela çevirmek istiyoruz. Bu sadece bir meezar ziyareti değildir, bu ülkenin bir dönem geride kalan karanlık günlerinin aydınlatılması isteğidir. Bunun için birlik olmalıyız. Bir olmadan hiç bir şeyi başaramayız.
Asala’yı Abdullah Çatlı bitirdi
1982 yılında babam Paris’te kaçaktı. O yıllarda Asala, diplomatlarımıza karşı terör eylemleri gerçekleştiriliyordu. Babam Asala’ya karşı akibiyle kendi çapında mücadele ediyordu. Daha sonra devlet yetkilileri el altından babama kaynak sağlıyordu. Ama babam buna karşılık idamların bitmesini istiyordu ve bunun sözünü almıştı. Babam her operasyon için 10 bin frank ve pasaport istedi. Gerekli operasyonları yaparak, Asala ile olan mücadele sürecini başarı ile sonuçlandırdı.
Vitaminsizlikten sarılık oldum
Babam öldükten sonra bize denilen, babnız bunu parayla yapıyor denildiğinde çok üzülüyoruz. Babam zor şartlarda bize bakıyordu. Hatta öyle aç bitap düştük kü, vitaminsizlikten sarılık olmuştum. Babamla hastaneye gitmiştik, yerimiz belli olmasın diye muayeneden sonra hastanenin camından atlayıp kaçtık.
Babamın gözü önünde dövüldük
Paris günleri bizim için çok kötüydü. Sürekli bir sürgün halindeydik. Babam eve gelir, evi açbuk terkediyoruz derdi ve ocakta yemeği dahi bırakır giderdik. Bir gün yerimiz belli oldu ve Fransız istihbarıtından olduğunu sonradan öğrendiğim 5-6 kişi evi bastı ve babamı kelepçelediler ve bize babamın gözü önünde dayak atıldı. Babamı götürdüler, yargılayıp hapse attılar. Fransa’da belirli bir süre yattıktan sonra İsviçre’ye sevk edildi.
Papa cinayetine tanık olarak katıldı
1986′da işlenen Papa suikastinin ardından, İtalyan mahkemesi babamı tanık olarak mahkemeye çağırdı. Kesinlikle sanık olarak değil, bu yılalrca hep yanlış anlaşıldı. Papa suikastinin neden yapıldığını bir türlü çözememiştik. Babam verdiği ifade Türkiye’yi bu konuda aklamak için elinden geleni, yaptı.
Hapishane müdürü kaçmasına göz yumdu
Babam 1989 yılında başarılı bir şekilde cezaevinden kaçtı. Cezaevinden kaçarken duvardan atlarken kasığına ağaç saplandığı için topallamaya başladı. Gördüğü arabayı çevirip atladı ve arabadaki adam cezaevi müdürüydü. Yaslanmak için elinde bulundurduğu sopayı, cezaevi müdürüne vurup, vurmama konusunda kararsız kaldı. Kararını verdi ve arabada indi. Daha sonra cezaevi müdürü sirenleri hemen çaldırmadı yaklaşık 2 saat sonra alarmı çaldırmıştı. O zamana kadar babam ve arkadaşı Ahmet çoktan köye ulaşıp kaçmıştı.
Babam ayakta öldü
Babam trafik kazasından sonra ayaktaydı ve babam ayakta öldü. Morgda babamın cesedine bakan amcam sağ elinin silahı tutar gibi kaldığını ve açılmadığını söyledi. Babam kolay kolay silahına sarılmazdı. Tehlikeyi hissetmişti ve silahına sarılmıştı. Babam ayakta öldüğü için bugün burada toplandık. Ayakta bu dava için öldüğü için bugün izinden gidiyoruz.
Konuşmasının ardından seyircilerin sorularını cevaplayan Gökçen Çatlı, Abdullah Çatlı ile ilgili bir çok bilinmeyene ışık tuttu.
Share:

0 commentaires:

Post a Comment

Popular Posts

ما هو افضل مسلسل لسنة 2020 ؟
مسلسل الهندي مملكة الحب
مسلسل تركي الحفرة
مسلسل وادي الذئاب
Created with Quiz Maker

Blog Archive

Pages

Theme Support