Türk toplumsal yaşamının miladı sayılabilecek Susurluk
Kazası'nın başkahramanı Abdullah Çatlı'nın büyük kızı Gökçen'in, 4
yıldan beri yazdığı 'Babam Çatlı' bugün piyasada. Ölümüne kadar
babasının özel notlarını tutan Gökçen, kitabın 'bir savunma refleksi'
olmadığını savunurken, alt vurguda da, Çatlı'nın tehlikeli anlarda
kendilerini uyardığı şifreli cümleyi kullanmış: 'Bu akşam soğuk olacak,
eve
girmeyin!'
Abdullah Çatlı'nın büyük kızı Gökçen,
Susurluk Kazası'ndan 38 gün sonraya yazmaya karar verdiği kitapların
ilkini bitirip, yayınlattı. Bugün piyasaya çıkacak olan kitapta,
Çatlı'nın yurtdışına çıkışı, Fransa macerası, dönüşü ve Susurluk'a
uzanan yaşamından çarpıcı kesitler var. Timaş Yayınları tarafından
piyasaya çıkarılan, 'Babam Çatlı' adlı kitap, Türkiye için önemli
dönemeçlerden olan Susurluk kazasının farklı yönlerine ışık tutuyor.
Kitabın kapağındaki bir ibare ise Çatlı'nın ailesine yönelik şifreli bir
uyarı mesajını içeriyor: "Bu akşam soğuk olacak, eve girmeyin."
Susurluk'un 4. yıldönümünde çok konuşulacak bir çalışmaya imza atan
Çatlı ailesi ile babaları Abdullah Çatlı'yı konuştu.
Devlet babadır!
Gökçen Çatlı, yaşamı boyunca babasının
özel notlarını o tutmuş. Babasını anlatırken, onun ülkücü hareket içinde
önemli bir konumda olduğu 80 öncesine dönüyor:
"Çatlı 80 öncesi ülkücü hareketin
efsanesiydi ve onun net bir ilkesi vardı: Emirde robot, fikirde kulis. O
dönemlerde çok büyük bir düşünceydi.
20 yıllık bir liderlikten bahsediyorsunuz. Peki bu 20 yılda Çatlı'nın konumu hiç değişmedi mi?
"80'den sonra Çatlı yüreğinde milliyetçi
idi. Çatlı'nın yaşamında birçok etap vardır. Yurtdışında milliyetçi
kimliği ASALA ile başlamıştır. ASALA ile mücadele ettiği dönem ile
Çatlı'nın 80 öncesi ülkücü dönemini bağdaştırmamak gerekir. İki ayrı
dönemdir. Liderlerin son dönemleri büyük bir dramdır. Onun için yaşarken
ölüyorlar diyorum. Onun itibarını sarsmak isteyenler vardı. Bu nedenle
Çatlı farklı oluşumların içine itilmeye çalışıldı. Bunu da biliyordu."
Liderler yeraltını da kullanır
Gökçen Çatlı'ya göre Abdullah Çatlı derin
devlet ile ilişki içindeydi. Ama ona göre 'derin devlet' denilen oluşum
tek değil. Birkaç farklı derin devlet var.
"Liderler ellerindeki her türlü aleti
kullanırlar. Hangisi kendisi için en uygun ise onlarla işbirliği
oluşturabilir. O da onu yaptı. Bu da olması gereken oluşumdur. Derin
devletler birbirinin kontrol mekanizmasıdır. Liderler derin devletle de
ilişki kurar, yeraltına da iner, yer üstüne de çıkar. Lider bunu
yapmalıdır. Bu bir hata değildir. Bunlardan dolayı da lider yavaş yavaş
sona doğru gider. Hiçbir lider yatağında ölmez. Son bir yıldır o da
sonunun geldiğini hissediyordu. Kuşkular hep vardı; ama son bir yılda
aşırı derecede yoğunlaştı."
Özellikle 80 sonrası dönemde devletle ilişkisi ve ASALA ile mücadele dönemi nasıl başladı?
"Devlet babadır. Baba evladını
kullanamaz. Kullanırsa babalığı tartışılır. Çatlı devletin içinde yer
alan kişiler için mücadele etmedi. Şahsi bir mücadelesi yoktu. Çatlı'nın
ASALA faaliyetleri devletin onlara ulaşmasından çok önce başladı.
Çatlı'nın lideri olduğu grup devletten önce ASALA ile mücadeleye
başladı. Devlet gel yapalım, demedi. O süreci kendisi hazırladı.
Devletle birlikte hareket etme Esenboğa'dan sonra başladı."
'Ters şeyler teklif edildi'
"Abdullah Çatlı'ya ters şeyler teklif
edildi. 'Bundan sonra şu şekilde olacak', denildi. Harcamalar için
gerekli olan paranın farklı yerlerden temin edilmesi istendi. Yasa dışı
yollardan temin edilsin istendi. Ağır silahların ve seyahatlerin
masrafı ağır gelince kendisine uyuşturucu ticareti teklif edildi ve
karşı geldi. Bu nedenle 84'te kendisine komplo hazırlandı. Çatlı, bu
teklifi kabul etmediği için hapse girdi. Nitekim o dönemde babamla
birlikte olanlar Samet Aslan gibi birkaç kişi suikasta uğradı. Kasım
Koçak da öldürüldü."
Kitapta dikkati çeken ifadelerden birisi de
'savunma refleksi.' Bunları 'emniyet ve istihbarat örgütleri ile
karıştırmayalım.' diyorsunuz. 'Devlet ve millet arasındaki köprü bu
savunma refleksleridir.' diyorsunuz. Babanız da bunlardan biri miydi?
Çatlı bir savunma refleksidir. Tam olarak
milletin içinde veya devletin içinde değildir. Devletle millet uzun
dönemdir küs. Arada uçurum var. Çatlı bir savunma refleksi olarak bu
alanda barıştırma ve köprü görevi gördü. ASALA olayında devlet zan
altında kaldı. 72'de başlayan katliamlara karşı 10 yıl sonra harekete
geçti. Çatlı'nın 82'de kendi ekibiyle önce harekete geçtiğini var
sayarsak onun köprü olduğu görülecektir.
Bu kitap Çatlı'yı savunma kitabı değil diyorsunuz; peki onun hatalarına da değiniyor musunuz?
Hataları oldu. Son dönemlerde farklı
çevrelere sokulmaya çalışıldı. Dolarperverlerin grubuna itilmeye
çalışıldı. Gözden düşürülmeye çalışıldı. Susurluk'un içine sokulmaya
çalışıldı.
Ona büyü yapıldı
Gökçen Çatlı, babasının hatalı olduğunu kabul ediyor; ancak ayrıntı vermiyor. Buna rağmen anlattığı bir anekdot oldukça ilginç:
"Babama o dönemde büyü çok yapıldı.
Arabasının bağajında kocaman çuvalın içine düğüm düğüm şeyler konulmuş.
Ben gördüm. 'Bunlar ne?' dedi. Sersemlemiş gibiydi. Bir hocayla
görüştük. Ölümüne yakın zamanlarda dönem dönem kendisi, dönem dönem de
kendisi değildi.
Dört yıldır konuşulan ve halen tartışılan
Susurluk kazası noktasında da ailenin önemli iddiaları var: Babamı
öldürdüler. Kazadan sonra yaşıyordu öldürdüler.
0 commentaires:
Post a Comment