Programa Çatlı’nın kızı Gökçen
çatlı konuşmacı olarak katıldı. BBP Esenler ilçe başkanı Erol Hacı gül,
Eczacı Muharrem Çelik, Alperen ocakları İstanbul il başkanı, yine
esenler ilçe başkanı ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İlk konuşmayı esenler alperen ocakları başkanı yaptı, daha sonra
kürsüye gelen, BBP Esenler İlçe başkanı Erol Hacı gül katılımcılara
teşekkür ederek, biz Ülke olarak Millet olarak, değerlerimiz ’in
kıymetini bilmiyoruz. Rahmetli Genel başkanımız da Çatlı da, kıymetli
değerlerimizdi. Onları kaybettikten sonra ah vah ediyoruz ama geçti.
Maalesef ülkemizde, vatanseverlerin olduğu kadar hainlerin de bol olduğu
bir ülkede yaşıyoruz. İnşallah bu ülkenin kaderini değiştirecek Alperen
gençlerinin geldiğini hep beraber müşahede ederiz.
Daha sonra Alperen Ocakları İstanbul İl başkanı Hüseyin Aktaş
kürsüye gelerek, Muhsin başkanın arkasından neden gittiklerini şöyle
izah etti. Liderin vasfı: elleri kire bulaşmamış olacak, biz 20 yıl
Muhsin başkanın peşinden gittik hiçbir zaman yüzümüzü yere eğecek bir iş
yapmadı. Bizim için örnek Hz. Peygamberdir, onun gibi yaşayarak, onun
gibi yaşatacağız… Önce kendi nefsimizi, sonra ailemizi, sonra
yakınlarımızı, sonra da bütün dünyayı bir nizam intizam içerisine
koymamız gerek..
Sonra gecenin konuğu Abdullah Çatlı’nın akademisyen kızı Gökçen
Çatlı, dinleyenlerin karşısına büyük bir alkışla çıktı.. 17 yıl oldu
bayrak gibi dalgalanan babamız iftiralarla karalamaya çalışılıyordu.
İsmini bile söyleyemiyorduk, çok zor günler başlamıştı bizim için.
Babam her şeyi Allah için yapardı, Milli derin devlet ile, anti milli
derin devlet arasında bir çatışma başlamıştı.. Milli derin devleti
ayakta tutan, babamı en yakın dostlarından ayırmaya çalışıyorlardı,
babam bana anlattıklarında zaman zaman bunalırdım evin balkonuna çıkıp
dinlenirdim
Babasını anlatırken bir an gırtlağı düğümlendi… babam yola çıkarken
küstük, ben yola çıkmasını istemedim hiç gitmesin diyordum, ama bana
söz verdi yolculuk sonunda büyük bir miting yaparak özgürlüğüne kavuşmak
istiyordu.. buna rağmen babam yola çıktı, yolculuk esnasın da evi
aradı sesi titrek geldi, başında bir sıkıntı olduğunu anladım. Babamda
biliyordu bir takım sıkıntılar yaşayacağını.. babama gördüğüm bir
rüyadan bahsettim arabayı sen kullan dedim.
Susurluk ta malum kaza yapıyor, vücudunda ki darbeler, çarpmaya
benzemiyordu. Kafasını vurduğu yer asla vurma izi değildi, kolunun
kırılması vs bunlar tamamen darbe izleri idi!.. Muhsin abi ve babam
Kur’an la büyümüş Anadolu çocukları idi, hiçbir zaman yapılanları hak
etmediler… Ben babamı babadan öteye, benim için bir bayraktı, bir
devletti. Susurluk ta o devlet vefat etmişti.. babamın şehadetinden
sonra Rahmetli Muhsin abinin, bize çok yardımı olmuştu, Muhsin abi Ülkü
ocakları başkanı içen babam yardımcısı idi, o zaman babama atılan bir
iftiradan dolayı kaçak durumuna düşmüş, babamda yakalanmasın diye yurt
dışına çıkmıştı.
Babam bir kahramandı, babamdan sonra çok büyük bir sıkıntı yaşadık,
Milli derin devletteki babamın dostları bir yıl sonra yanımıza
gelebildiler, her yerde bizi takip ediyorlardı, babamın arkadaşları bir
bildiri yayınladılar, annem ve ben bu bildiriye imza attık… Babam derin
Milli devletin kurucusu idi, babam, bize servet bırakmadı işte babamın
kahraman oluşunun belgesi budur… isteseydi malı da serveti de olurdu,
ama babam Kur’an la büyümüş, vatanına dinine bağlı bir insandı, her ne
yaptı ise vatan için yaptı. Babamın vefatından sonra bize servet
bırakmadı, babam Türki devletlerde teşkilatlar kurmuştu.. Eğitime çok
önem verirdi
3 kasım Milli devletin kapanışıdır, devletin kendisi ile yüzleşmesi
gerekir, bu gün Türk demekten utanır hale gelmişiz, bizim kültürel
kodlarımızda İslam var, Türklük var, biz bunların dışına çıkamayız..
Eğer biz bu değerlerde mesafe kat edersek biz, biz oluruz, bu sene 3
Kasım da babamın mezarına 600 kişi katıldı insanlar bir şeyler duymak
istiyordu, ilk defa çok mutlu oldum babamı anmaya gelenlerden
Çok sorulan bir soru babamın reisliği ve kahramanlığı; babam yedi
kişilik bir çekirdek kadroyla Asala yı bitirdi on aylık sürede aç
karınlarına sadece besmele ile bu operasyonları yaptılar. Örtülü
ödenekten 5000 frank alıyor ancak örtülü ödenekten 500 katı para çıkıyor
fakat bu para babamlara verilmiyor orası bilinmez… diyorlar ki çatlı bu
işleri para için yaptı, oysa ki ben açlıktan sarılık olmuşum para olsa
böyle olabilir miydim? Babam pasaportları resmi elden aldığı için çok
hata etti. Bir sabah, kapımız çalındı babamın sesini duyduk, yaklaşınca
annemi darp ettiler babamın gözü önünde, hem de eli kolu bağlı bir
şekilde, babamı aldılar anladık ki gelenler, Fransız istihbaratından dı
gelenler bize de dönerek hemen bu ülkeyi terk bedin dediler, hatta babam
da ‘’meral çocukları al ve memlekete dön’’ dedi ama biz babamı yalnız
bırakmadık babam hapiste atıldı, biz zaman zaman babamı görmeye
giderdik.
Babama en büyük cezayı verdiler o kadar fiziki darbeye rağmen babam yine de devletin ismini vermemiştir.
0 commentaires:
Post a Comment