Sedat Peker
Rizeli bir aileden gelen Sedat Peker, 1970 yılında Sakarya'da doğdu.
"Köroğlu" lakaplı Peker, Almanya'da büyüdü. Peker'in adı ilk olarak
"uyuşturucuyla mücadele eden baba" olarak duyuldu, daha sonra Susurluk
Raporu'nda geçti.
Peker'in organizasyonunda işadamlarından tehditle para topladıkları,
zorla tahsilat yaptıkları ve işyeri kurşunladıkları belirlenen,
aralarında açığa alınan bir astsubayın da bulunduğu 11 kişi gözaltına
alındı.
Peker, Barmen Oğuz Atak'ın sırtında "Allah" dövmesi bulunduğu
gerekçesiyle öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle uzun süre
arandı. Polisin Atak'ın öldürülmesini azmettirmek ve çete olaylarına
karışmaktan aradığı Peker, oğlunun doğumunda kendilerini ziyaret eden,
çiçek ve telgraf gönderen dostlarına teşekkür için gazetelere verdiği
ilanlarda eşiyle birlikte görüldü.
1997'de Rize'de kaçakçı Abdullah Topçu'yu öldürmek suçundan savcı
karşısına çıkan ve serbest bırakılan Peker'in iki adamı, aynı davadan
müebbet hapse mahkum oldu. Peker gibi ağabeyi Vedat Peker de bir
işadamına silah zoruyla senet imzalatmaktan gözaltına alındı. Peker'in
talimatıyla çete oluşturdukları iddiasıyla yargılanan dokuz sanıktan
dördü tahliye edildi.
Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve
benzeri suçlardan yedi ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını
bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi.
İstihbarat birimlerinin çalışmaları sonucunda, Peker'in, adı gizlenen
bir Antalya milletvekiliyle doğrudan bağlantısı olduğu saptandı.
Peker, tutuklu bulunduğu sürede Bayrampaşa Cezaevi'nde krallar gibi
yaşadı. Rokfor peyniri başta olmak üzere birçok lüks yiyeceği koğuşuna
getirten Peker'in cezaevine soktuğu eşyalar arasında kokoreç makinesi da
vardı. Kaldığı 50 kişilik koğuşun tabanını halıfleksle kaplatan,
duvarlarını boyatan Peker, tuvaletlerin kırılıp yapılmasını istedi ve
bunun için gerekli malzemeyi sağladı. Cezaevinde yüz koyun kestirip
tutuklu ve hükümlülere dağıtan Peker, çanak anten, video, CINE 5
dekoderi, ekmek kızartma makinesi ve dikiş makinesi gibi isteklerine ise
cezaevi yönetimi tarafından izin verilmedi.
İstanbul DGM Savcılığı, Ekim 1998'de Peker ve adamları hakkında 7.5 yıla
kadar hapis istemiyle dava açtı. Bu davadan yargılandığı sırada
duruşmada ilginç açıklamalar yapan Peker, "Eski bir milletvekili bana
mesaj göndererek, 'Mahkemede fazla artistlik yapmasın' dedi. Her şeyi
size anlatmak istiyorum çünkü ben bunları anlatmazsam şüpheli bir
şekilde intihar edebilirim" dedi. Peker, 12 sanıkla birlikte çete
oluşturmak suçundan yargılandığı davada, 24 Mayıs 1999'da tahliye
edildi. Sekiz ay 29 gün cezaevinde bulunun Peker, "sanal bir çete
yaratıldığını" ileri sürdü.
Tahliye edildikten sonra basına açıklama yapan Peker, MHP'li olmadığını
söyleyerek, siyasi görüşünün pantürkist - turanist olduğunu belirtti.
Tahliye edildikten sonra basına demeçler veren Peker, özel yaşantısıyla
ilgili açıklamalar yaptı. Çok mutlu bir evliliği olduğunu söyleyen
Peker, "Ben kadını tanrı misafiri olarak kabul ediyorum. Annesini,
babasını, her şeyini bırakarak size geliyor, sizin onu korumanız
gerekiyor. Anne babasının sevgisini vermeniz gerekiyor. Gayet düzgün
bizim yaşantımız. Herkes eşime soruyor, 'Seni dövüyor mu?' diye. Eşim
gülerek anlatıyor, 'Yok, dövmüyor' diye" dedi.
0 commentaires:
Post a Comment