Erdoğan şunları söyledi:
Elbetteki Filistin’li kadınları, Gazzeli kardeşlerimi özellikle
selamlıyorum. Filistin’in kadınları yarım asırdır çok ağır bir
imtihandan geçiyorlar. Onların onurlu gururlu kararlı mücadelesi sadece
İslam dünyasına değil, tüm dünya kadınlarına örnek teşkil ediyor.
Kadınlar tarihin her döneminde değişimin sahibi oldular. Değişime ne kadar sahip çıktılarsa, toplumlar da ülkeler de o kadar değişti dönüştü. Kadın haklarının ileriyle gittiği toplumlar her alanda ilerlediler. Huzura kavuştular. Kadınların ezildiği örselendiği ötelendiği toplumlar, kadın haklarının çiğnendiği toplumlar ise her alanda geriye gittiler. Geride kaldılar.
Kadınlar tarihin her döneminde değişimin sahibi oldular. Değişime ne kadar sahip çıktılarsa, toplumlar da ülkeler de o kadar değişti dönüştü. Kadın haklarının ileriyle gittiği toplumlar her alanda ilerlediler. Huzura kavuştular. Kadınların ezildiği örselendiği ötelendiği toplumlar, kadın haklarının çiğnendiği toplumlar ise her alanda geriye gittiler. Geride kaldılar.
AYAĞININ ALTINDAN ÖPECEĞİM ANNEMDEN MAHRUMUM
Cennet annelerin ayaklarının altındadır. Ben ayağının altını öpeceğim
annemden mahrumum. Çok önemli burası. Bizim medeniyetimizin mensupları
için, anneler ayaklarının altı öpülesi muhterem varlıklardır.
Dikkat ediniz yabancılar tarafından değil bizzat kendi insanı, kendi
dindaşları tarafından sokakta camide topluca katledilen, Iraklı kadınlar
ve erkekler nedeniyle öz eleştiri yapmak zorundayız. İstanbul’da bir
belediye otobüsünde, Siirt’te, Ankara’da katledilen kızlar, çocuklarını
korumak için canlı bombanın üzerine atlayan kadınlar için birlik
olmalıyız. Elbette İslam coğrafyasını yoksulluğa mahkum edenleri
eleştireceğiz. Elbette İslamafobia’yı ırkçılığı şiddetle eleştireceğiz.
Ama onları eleştirdiğimiz kadar kendi özeleştirimizi yapabilirsek
sorunlara çözüm getirebileceğimize inanıyorum. Böyle zengin bir tarihe
böyle insan odaklı sevgi odaklı bir medeniyete sahip olanların, kadın
hakları konusunda en mükemmeli yakalamaları kaçınılmaz bir
zorunluluktur.
SARKOZY SEÇİM KAZANMA HIRSINA GİRDİ
Dün Fransa Ulusal Meclis’inde Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir
yasa kabul edildi. Böyle bir toplantıda Fransa’ya geçmek doğru mu diye
düşünenler olabilir. Dün bu konuya ilişkin değerlendirmelerimizi yaptık.
Bazı tedbirleri açıkladık. Bugün Fransa’da yaklaşık 5 milyon Müslüman
var. Fransa ve Avrupa’da ayrımcılığın, Müslüman karşıtlığının ne kadar
tehlikeli boyutlara ulaştığı ortaya konulmuştur. Sarkozy, Türk ve
Müslüman düşmanlığı üzerinden seçim kazanma hırsına girmiştir.
SARKOZY CEZAYİR’DEKİ SOYKIRIMI BİLMİYORSA BABASINA SORSUN
Cezayir’de 1945 yılından itibaren tahminen nüfusun yüzde 15’i orada
Fransızların katliamına uğramıştı. Bu bir soykırımdı. Cezayirliler
fırınlarda topluca yakıldı. Eğer Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy bu
soykrımı bilmiyorsa, gitsin babası Sarkozy’ye sorsun. Babası, 1940’larda
Cezayir’deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna
katliam hakkında söyleyecek çok sözü vardır.
SARKOZY KENDİ AİLESİNE BAKARSA TÜRKİYE’NİN HOŞGÖRÜSÜNDEN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMEZ
İspanya’dan kaçıp Osmanlı’ya sığınan Museviler, bugün Yunanistan’da
bulunan Selanik’e yerleştirdiler. Selanik Osmanlı idaresinden
ayrıldıktan sonra 1904 yılında Fransa’ya göç eden Benedict Malla’dır. O
da Sayın Sarkozy’nin de dedesidir. Sayın Sarkozy, Türkiye’nin tarihinde
soykırım bulamaz. Eğer kendi ailesine bakarsa, orada Türkiye’nin
Türklerin yardımında, hoş görüsünden başka hiçbir şey görmez.
İŞTE FRANSIZ KRALI’NA KANUNİ’NİN GÖNDERDİĞİ MEKTUP
Burada bir belge açıklamak istiyorum. Bu belge, işgal altındaki
Fransız kralı Francesco’ya, Kanuni Sultan Süleyman’ın gönderdiği mektup.
Mektubu aynen aktarıyorum.
“Ben ki sultanların sultanı, hakanların başı, krallara taç giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in Karadeniz’in Rumeli’nin Karaman’ın, Sivas’ın Diyarbakır’ın, Kürdistan’ın, Şam’ın, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın üstünde sahip olduğum nice ülkenin padişahi olan Sultan Süleyman Han.
Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Francesco’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek, esir edilerek hapse atıldığını söylemişsiniz. Benden yardım istiyormuşsunuz. Gönlünüzü ferah tutun. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz. Selim’in oğlu Süleyman. 1526 – İstanbul”
“Ben ki sultanların sultanı, hakanların başı, krallara taç giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in Karadeniz’in Rumeli’nin Karaman’ın, Sivas’ın Diyarbakır’ın, Kürdistan’ın, Şam’ın, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın üstünde sahip olduğum nice ülkenin padişahi olan Sultan Süleyman Han.
Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Francesco’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek, esir edilerek hapse atıldığını söylemişsiniz. Benden yardım istiyormuşsunuz. Gönlünüzü ferah tutun. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz. Selim’in oğlu Süleyman. 1526 – İstanbul”
0 commentaires:
Post a Comment