Çatlı’yı da mı öldürtmek istedi?
Vatan'ın haberine göre, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen “gizli” damgalı ve 19 Eylül 1988 tarihini taşıyan yazıda Mustafa Korkmaz’ın “itirafı” ve olayla ilişkin yapılan tahkikatla ilgili Kırcı’nın ifadelerinin de yer aldığı anlaşılan bilgiler dikkat çekti.
‘Çatlı’yı öldürmeye...’
Belgede, olayın devamı anlatılırken, Çatlı’nın vurulmasının düşünüldüğü iddiası var:
“...Ev içerisinde eylem yapmalarının tehlikeli olacağı düşüncesiyle tekrar aralarında Abdullah Çatlı’yı vurma kararı aldıklarını, Feridun ve Mahmut Korkmaz’ın bu kararı tatbik etmek için birlikte kendilerinin kaldığı eve gittikleri, aradan tahminen 15 dakika geçtikten sonra kapının üç defa vurulduğunu ve kapıyı açtığında hiç tanımadığı biriyle karşılaştığını, bu şahsı göğsünden tutarak içeri aldığını, yan odada bulunan kablo ile arkadan ellerini, bir bez ile ağzını bağladığını, kimliğini kontrol ettiğinde Faruk Erşan isimli şahıs olduğunu, bu şahsı da diğerleriyle birlikte yatırdığını, bu işlemi yaptığı sırada Ercüment’in silahlı bir şekilde şahısların başında beklediğini, Abdullah Çatlı’yı öldürmeye giden iki arkadaşının gelmesinin gecikmesi sebebiyle telaşlandığını, bir müddet sonra kapının tekrar çalındığını, ancak kapıyı çalma şeklinin aralarında kararlaştırdıkları şifreye uymadığını, fakat yine kendisinin açtığını, gelen şahsın içkili ve sarhoş olduğunu, aptal aptal yüzüne baktığını fark ederek şahsı içeri alıp el ve ağızını bağlamak suretiyle diğerlerini yanına yatırdığını...
Silah tutukluk yapmış
Anlatıma göre eve 25 dakika sonra Mahmut ile Feridun adlı kişinin geldiği belirtiliyor. Belgenin devamı şöyle:
“Feridun ile birlikte içerde kalan Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Latif Can, Efraim Sezgin ve Serdar Alten isimli şanhısları bir sedir üzerine yan yana dizdikten sonra şahıslara ateş etmesi için Feridun’a talimat verdiğini ancak Feridun’un silahının tutukluk yapması nedeniyle bu talimatı yerine getiremediği, kendisinin 14’lük tabancası ile dört kişiye ateş ettiğini, bunlardan birisinin sedir üzerinden yere düştüğünü, son mermisini de bu şahsın sırtına sıktığını, bu işlemi yaptığı sırada Feridun’un kaldıkları eve gitmek üzere koşarak çıktığını, eve gittiğinde Feridun’un semtin yabancısı olması nedeniyle eve gelmediğini, Erşyan ve Gevenci’nin Eskişehir Yolu’na götürülüp öldürülmeleri olayını Çatlı, Korkmaz ve Yağnici’nin gerçekleştirdiğini...”
Belgelerde ayrıca, kalabalık olmaları nedeniyle TİP’li gençleri öldürmekten vazgeçtikleri ancak boğazı sıkılan bir kişinin hayatını kaybetmesi üzerine diğerlerini de öldürme kararı alındığı anlatılıyor.
Yedi gence kıydılar
Bahçelievler katliamında öldürülen gençlerin isimleri şöyle:
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Serdar Alten (23), Ankara Devlet Mühendislik Akademisi öğrencisi Hürcan Gürses (26), Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Efraim Ezgin (23), Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü öğrencisi Latif Can (20), Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü öğrencisi Osman Nuri Uzunlar (20). Çatlı’nın öldürdüğü isimler ise Faruk Erşan ve Salih Gevenci.
Feridun devlet belgelerinde
Gazeteci Necdet Pekmezci, “5-6-2 Tamam Değil Reis” isimli kitabında, Bahçelievler katliamına katılan ve adı 33 yıldır sır gibi saklanan “Feridun” isimli beşinci bir kişinin olduğunu iddia etmişti. Pekmezci’nin iddialarını devletin resmi belgeleri de doğruladı. Feridun isimli şahsın kim olduğu bilinmezken olayın faiileri olarak belgelerde Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Ercüment Yağnici, Mahmut Korkmaz’ın isimleri yer alıyor. Ankara Valiliği, Emniyet Müdürlüğü’nün Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği 06420 sayılı belgede de Haluk Kırcı ve Mahmut Korkmaz’ın ifadelerinde “Feridun’ ismi sık sık anılıyor.