Röportaj: Mehmet Aslan2014

Röportaj: Mehmet Aslan

Eğlence sektöründe başarılarıyla adından sıkça söz ettiren ve tarzıyla çok beğeni toplayan Mehmet Aslan ile Stilkolik ekibi olarak çok keyifli bir röportaj yaptık. Oyunculuk kariyenin yanısıra gelecek ile ilgili planlarından bahseden Mehmet Aslan, aynı zamanda tarzıyla ilgili ipuçları veriyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Mehmet Aslan nasıl bir eğitim gördü, nasıl bir kariyer hayali kurdu ve bu zamana kadar olan hayattan beklentileri sonuçlarıyla benzer oldu mu?Ben eğitim hayatıma ilkokulu Türkiye’de okuyarak başladım, sonra Fransa’ya gittim, on sene bir Paris maceram oldu, bir sene Sorbonne Üniversitesi’nde psikoloji okudum. Sonra Boston Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret okudum. Daha sonra ise Türkiye’ye dönerek Yeditepe Üniversitesi’nde İşletme bölümünde okudum. Aslında hayatımda, eğitimim hep parallel olarak gitti hayallerimle, hayalimde işadamı olmak vardı, aynı zamanda oyuncu olmak vardı, ikisini de şu anda yapıyorum.

Aileniz kuralcı ve disiplinli miydi yoksa çok farklı bir düzene mi sahipti? Benim ailem hiç rahat değildi, çok kuralcı ve disiplinliydi. Ama aynı zamanda da o disiplinin altında bir rahatlık yatıyordu. Ailemin üç tane kırmızı çizgisi vardı, bilhassa babamın, o üç kırmızı çizgiyi geçmediğin sürece herşey serbestti.

Ne gibi çizgiler?İçki, uyuşturucu ve kumar.

Kendi ailenizi kurduğunuz zaman yaşatmak istediğiniz birtakım ailevi gelenekleriniz bulunuyor mu?Muhakkak. Paralel gelenekler vardır tabi ki, çağın gerektirdiği şekilde şekillenebilir.

Babanız Fahrettin Aslan nasıl bir babaydı? Vefat etmeden önce size hayata dair mesajları oldu mu?Babam hayatı çok iyi tecrübe etmiş, çok büyük kazanımlar elde etmiş, hayattan çok dersler çıkartmış ve bunu evladına geçirmek için elinden geleni yapan güzel büyük bir eğitmendi, bu sebeple birçok mesajı oldu. 

Babanız gazino kültürünün patronu olarak biliniyor. Peki sizin böyle bir kültürü korumak gibi bir amacınız oldu mu? Ailenizden gelen mesleği devam ettirmeyi hiç düşündünüz mü? İşadamı olmak için en önemli olan şeyin, yaptığın işin en iyisini yapmak olduğunu söylerdi babam. Babam işini o kadar iyi yapmış ki yaptığı işte “Kral” sıfatına layık olmuş. “Ne iş yapıyorsan yap, sonunda muhakkak en iyisi sen ol”, derdi. O yüzden de “Ya ilk ya da en iyisi, başarabiliyorsan da her ikisi birden ol”, derdi. Tabi ki eğlence sektörüne girmek bizim ana lokomotif iş hayatımızda yoktu ama ileriki dönemlerde bir kültürü yaşatmak adı altında belli bir çalışmalarımız olabilir.

Oyunculuğa belli bir süre ara vermiştiniz, bugüne kadar sizi en çok cezbeden hangi proje olmuştu çalıştığınız projeler arasında?Hepsi çok keyifliydi ama benim en çok beğendiğim proje, en çok ses getiren ve yer edinen “Doktorlar”dı.

Sizi ileride de başka dizilerde ya da filmlerde görebilecek miyiz? Görebileceksiniz, inşallah. İyi olacak projeler var, en doğrusunu yapacağız inşallah.

Oyunculuk yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bu merak sizde nasıl oluştu?Ben 10 yaşında Fransa’ya gittim, Edebiyat mezunu oldum. Orada 14 yaşından itibaren tiyatroya başladım. Bana keyif veriyordu tiyatro eğitimi aldığım zamanlar.

Fahrettin Aslan'ın oğlu olarak oyunculuk sektörüne adım atarken hiç tereddüt ettiniz mi? Üzerinizde herhangi bir baskı oluştu mu?Tabi yasaktı, zaten kimse inanmıyordu, tahmin bile edemedi benim oyuncu olacağımı. Benim o sanat camiasıyla konuşmam, görüşmem bile yasaktı. Gazinolara girmem de yasaktı.

Oyunculuklarını çok başarılı bulduğunuz, aynı filmlerde rol almak istediğiniz Türk ya da yabancı oyuncular kimler?Alain Delon, Robert De Niro, Meryl Streep olabilir. Türklerden Kemal Sunal ile film çekmeyi çok isterdim. Hulusi Kentmen, Adile Naşit, Ayhan Işık gibi oyuncularla aynı filmde rol almayı çok isterdim.

Eğer bir teklif gelseydi dünya çapında büyük bütçeli Holywood filmlerinden hangisinde rol almayı isterdiniz?
Fetih’in Holywood seviyesinde yapılmış versiyonu olsa orada Fatih Sultanı oynamak isterdim.

İlişkilerinizi gözden uzak yaşamayı tercih ediyorsunuz. Bunun için özel bir sebep var mı? Rahat edebilmek için öyle tercih ediyorum. Daha göz önünde olmayan mekanlar seçiyorum.

Kolay aşık olur musunuz?Aşk “ha” deyince olacak bir şey değil, gelip seni bulduğuna inanıyorum. Kolay aşık olmuyorum.

Size "çapkın" sıfatı yakıştırılıyor olsa da siz öyle olduğunuzu düşünüyor musunuz?Yakıştırıyorum, tabi ki şaka yapıyorum. Aslında önyargıdan kaynaklanan ve bazen de benim yerimde olmak isteyip de olmayan insanların söylediği şeyler olarak görüyorum. Nereden bilebilirler ki… Benim hakkımda çıkan haberlere gore yapılan yorumlar bunlar. Çok gerçekçi bulmuyorum.

Bir kızdan etkilenmeniz nelere bağlıdır?

Fiziğine, zekasına, iyi kalpliliğine ve dürüstlüğüne.

Peki stil olarak sorarsak, bir kadında ilk dikkat ettiğiniz şey nedir? Zarif, estetik, uyumlu, giydiğini kendine güzel yakıştıran, bakımlı kız severim.

Bir kadının sokak stilinde giymesinden en hoşlandığınız şey nedir? Giymesinden en hoşlanmadığınız şey nedir?Topuklu ayakkabı çok yakışıyor kadınlara. İnce topuklu ayakkabı çıktığından beri çirkin kadın kalmadı.
Kendine yakışmayan şeyler giymesinden hoşlanmam. Güzel bacaklı olmayıp da mini etek giyen kızlar mesela.

Genç kızlar sizi ve tarzınızı çok beğeniyor. Özel bir stil danışmanıyla çalışıyor musunuz?Stil danışmanım yok, kendi başıma alışveriş yaparım. Fikir sorarım kimi zaman, arkadaşıma ya da kız arkadaşıma olabilir.

Tarzından ilham aldığınız kişiler bulunuyor mu?
Ben babamın giyimini, resmi kıyafeti, takım elbiseyi çok severim. Babamdan çok özendim, genelde takım elbise giyerim.

Giyim alışverişinizi kendiniz mi yapıyorsunuz? Alışveriş için en çok nereleri tercih ediyorsunuz?Takımların kumaşlarını genellikle Avrupa’dan alırım ama dikimleri özel terziye diktiririm, gömlekleri de o şekilde.

Favori markalarınız hangileri? Beğendiğiniz tasarımcılar bulunuyor mu?
Takım için kumaş genelde Scabal gibi markalardan alırım. Yerli tekstil marka ürünlerini ender giyiyorum.

Stilkolik.com hakkında ne düşünüyorsunuz?Başarınızın devamını temenni ediyorum. İnşallah zaman geçtikçe daha da yaygınlaşır, herkes girer bakar ve kendinden bir parça bulur.