18 Kasım 2009 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan
ayrılan "Modern zamanlar kahramanı", "Erdem abidesi", "Bir Anadolu
Dervişi", "Aksiyon Adamı", "Deli Yürek", "Kafkas Kartalı" ünlü gazeteci,
yazar, senarist ve öncü şair Ömer Lütfi Mete'yi ölümünün 40. gününde
Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir törenle anıldı.
Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen Anma Gecesi'ne, Üsküdar
Kaymakamı İzzettin Küçük, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara'yı
temsilen Başkan Yardımcıları Ali Rıza Şenbabaoğlu ve Ömer Saraç, siyasi
parti temsilcileri, Ömer Lütfü Mete'nin aile yakınları, dostları,
Kurtlar Vadisi programının başrol oyuncuları olmak üzere medya ve sinema
dünyasının önde gelen isimleri, yazarlar, basın mensupları ve çok
sayıda davetli katıldı.
Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nin tıklım tıklım dolduğu ve Yusuf Özkan
Özburun'un sunduğu gece, AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim'in
açılış konuşmasıyla başladı. Ömer Lütfi Mete'nin yakın dostu AK Parti
Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim, yapılan etkinliğin Ömer Lütfi
Mete'yi sevenleri bir araya getirmek, Mete'nin yaptıklarını anlatmak,
ideallerinden, gayretlerinden, hizmetlerinden, bitiremediği
çalışmalarına birlikte sahip çıkıp kaldığı yerden devam ettirmek
olduğunu ifade etti. Ömer Lütfi Mete ile geçmiş dönemlerde yaptığı
çalışmalar hakkında bilgi veren Erdim, birlikte kurmayı hedefledikleri
SİTA isimli sinema akademisi ve derneğinin macerasını anlattı. Bundan
sonraki dönemlerde ilk olarak Ömer Lütfi Mete ve Mehmet Ali Bulut ile
ilgili biyografilerini yazmayı hedeflediğinin altını çizen Zekeriya
Erdim, bundan sonra niyetlerinin Mete'nin çalışmalarını devam ettirmek
olduğunu ifade etti. Ömer Lütfü Mete'nin kurmayı hedeflediği Medeniyet
Gönüllüleri Derneği'ni 2010'un başı itibariyle kuracaklarını söyleyen
Erdim, yarım kalan SİTA'nın kuruluşunu ise tamamlamayı öncelikle
kendilerine görev edindiklerini ifade etti. Zekeriya Erdim'in
konuşmasının sonunda duygulandığı ve gözyaşlarına hâkim olamadığı da
gözlerden kaçmadı.
Ömer Lütfi Mete'nin biyografisinin anlatıldığı belgesel gösteriminin
ardından Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Saraç yaptığı
konuşmada, Ömer Lütfi Mete'nin bir Üsküdarlı olması sebebiyle ailesinin
kendilerine emanet olduğunu ifade etti. Üsküdar Kaymakamı İzzettin Küçük
ise konuşmasında, bütün derin düşünce insanlarının hayatlarının aşkla
taçlandığını, Ömer Lütfi Mete'nin de aşkla çalışan, çileli bir aydın
olduğunu, insanın beyninde şimşekler çaktıran bir yapıda olması
itibariyle farklı bir insan olduğunu söyledi.
Ömer Lütfi Mete'nin oğlu Ali Buhari Mete, bu anlamlı gecede konuşma
yapmaktan gurur duyduğunu, babasının her şeye her zaman iyimser gözle
baktığını, sevgiyi her zaman birinci planda tuttuğunu anlatırken, Ömer
Lütfi Mete'nin dürüstlüğü ve mertliğini kendisine örnek aldığını
söyledi. Babasının vasiyetinin bir bölümünü de okuyan Ali Buhari Mete,
Ömer Lütfi Mete'nin kendisi ve kardeşleri hakkında yazdığı satırları
salonu dolduran misafirlerle paylaştı. Babasının hakiki dostun ne anlama
geldiğini kendisine öğrettiğini söyleyen Ali Buhari Mete, babasıyla
gurur duyduğunu söyledi.
Ömer Lütfi Mete'nin kızı Hatice Hicaz Mete ise yaptığı konuşmada
babasının yeryüzünde yaşayan tüm canlılara ancak özellikle de gençlere
büyük önem verdiğini, hakiki bir aşk adamı ve iyilik abidesi olduğunu
ifade ederken o büyük insanın kendisinin kahramanı olduğunun altını
çizdi.
Mete'nin diğer kızı Fatma Berra Mete sözlerine babasını anlatmanın çok
güç olduğunu, babasının kendilerine ilk olarak sevmeyi öğrettiğini, zira
sevmeyi bilmeyenin insanlığı da anlayamayacağını, çok değer verdiği
Hakk'ın yanına onun sevgisi ile gittiğini ifade etti.
Mete'nin en küçük kızı Zeynep Müjdeba Mete ise yaptığı konuşmada
babasının mükemmel bir insan ve baba olduğunu, dünyanın en güzel
sevgisinin Allah sevgisi olduğunu kendilerine öğrettiğini, kendilerinin
de bu sevgiye layık birer birey olmak istediklerini söyledi.
Gökhan Kırdar ise yaptığı konuşmada Ömer Lütfi Mete'nin bir yıldız
olduğunu, onun anısının ve ailesi ile dostlarının önünde aşkla
eğildiğini söyledi. Gökhan Kırdar kısa konuşmasının ardından Ömer Lütfi
Mete'nin sözlerini yazmış olduğu "Öldüm de Uyandım" şarkısını
seslendirdi.
"Dostlarının gözüyle Ömer Lütfi Mete" bölümünde ilk olarak Avni Özgürel
kısa bir konuşma yaptı. Özgürel konuşmasında bu kadar güzel çocuklar ve
duygu dolu sözler sonrası neler konuşabileceğini bilemediğini, Ömer
Lütfi Mete'nin hastalığının kendilerine yokluğuna alıştırmak için
olduğuna inandığını söyledi. Mete'nin hep telaş içinde ve bir şeyleri
bitirmek için koşturmayı çok seven bir insan olduğunu, Allah'ın herkese
böylesine güzel dostlar nasip etmesini dilediğini söyledi.
Nazif Okumuş yaptığı konuşmada, sözün bittiği yerde olduklarını
düşündüğünü ifade ederken, Mete'nin zaman zaman Karadeniz'in hırçın
dalgalarına benzediğini, zaman zaman da dingin, sevgi dolu ve bereketli
bir yapıda olduğunu söyledi. Ömer Lütfi Mete'nin "Kolonizatör Türk
Dervişleri"nin çağdaş son kırıntılarından biri olduğunu söyleyen Okumuş,
inanç ve değerlere karşı savaşmayı bilen Mete'nin son zamanlarında
Allah'ın kendilerine dışını bıraktığını, içini ise kendisine aldığını
ifade etti.
Bahadır Özdener yaptığı konuşmada, Ömer Lütfi Mete'nin gittiğini ancak
kendilerine ailesinden 4 ayrı Mete bıraktığını, Mete kadar açık görüşlü
birisini tanımadığını, meraklı yapısıyla kendilerini büyülediğini,
futbola olan düşkünlüğü ile de tanındığını ve 50 yaşında bile gençlerle
futbol oynadığını anlattı. Ailesiyle birey olarak bu kadar ilgilenen bir
insan olduğuna inanmadığını söyleyen Özdener, yazdığı senaryoları
eşiyle paylaştığını ve onun fikirlerine büyük önem verdiğinin altını
çizdi. Mete'nin profesyonel bir vatansever olduğunu söyleyen Özdener,
kendisinin özellikle Kıbrıs konusunda çok duyarlı olduğunu ifade etti.
Davut Kavranoğlu, Ömer Lütfi Mete'nin sahici bir insan ve dost olduğunu,
çocukları çok sevdiğini, çocuklarla birlikte kiraz ağacının tepesine
bile çıktığını söylerken keşke daha önce tanışmış olsaydık diye konuştu.
Üsküdar Belediye Meclis Üyesi Fatma Erdebir, 15 yıl boyunca Ömer Lütfi
Mete'nin kapı komşusu olduğunu söylerken, ilahi kaynaktan beslenen
sağlam karaktere sahip olduğunun altını çizdi. Edep ve tevazunun Ömer
Lütfi Mete'nin bir Allah dostu olduğunu, vefat edene kadar sürekli namaz
kıldığını söyleyen Erdebir, Mete'nin kızı Berra'nın 16 yaşında 700
sayfalık bir roman yazdığını ifade ederken Berra'nın yazdığı "Biri Var"
isimli bir de şiir okudu.
Ömer Lütfi Mete'nin amcasının oğlu Halim Mete konuşmasına Mete ailesini
hiçbir zaman yalnız bırakmayan dostlarına ve bu programı düzenleyen
Üsküdar Belediyesi ile Belediye Başkanı Mustafa Kara'ya teşekkür ederek
başladı. Futbolu ve gülümsemeyi seven Ömer Lütfi Mete'nin yürekli,
kalemine yüreğini koyan, kavga etmekten yılmayan ancak küskünlük nedir
bilmeyen biri olduğunu anlatan Halim Mete, Ömer Lütfi Mete'nin
çocuklarının Mete'yi hiçbir zaman aratmayacağına tüm kalbiyle inandığını
söyledi. Ömer Lütfi Mete'nin kalemine sevdalı biri olması itibariyle en
üzüntü duydukları dönemin Fatih Altaylı'nın Sabah Gazetesi'nde göreve
başlamasıyla bu gazeten gönderilmesi dönemi olduğunu söyleyen Halim
Mete, sözlerine amcasının oğlu Ömer Lütfi Mete için yazdığı şiiri
okuyarak son verdi.
Hasan Kaçan yaptığı konuşmada Ömer Lütfi Mete ile 90'lı yıllarda
Galatasaray tribünlerinde tanıştığını, Mete'nin gülmeyi seven bir insan
olduğunu ve müzmin ciddiyetten hoşlanmadığını söylerken birlikte
yaşadığı anıları anlattı.
İsmail Güneş, programın başlangıcında gösterilen belgeselin kendisinde
başka bir anlam uyandırdığını, Mete'nin kendisinin hayatında çok önemli
bir yere sahip olduğunu ifade ederken, kendisiyle bin yıldır
tanışıyormuş gibi hissettiğini söyledi. Ömer Lütfi Mete'den duyduğu ilk
şiir olan "Al Beni" şiirini okuyan Güneş, Mete ile dostluğu, sevgililiği
iç içe yaşadıklarını, böyle bir insanı tanıdığı ve onunla birlikte
çalışma şerefine layık olduğu için büyük bir onur duyduğunu ifade etti.
Ömer Lütfi Mete'nin öğrencilerinden Mediha Polat konuşmasında Ömer Lütfi
Mete'nin kendisinin ufkunu genişlettiğini, sevdasının her şeyi
kuşattığını söylerken "eğer bugün din adına belirli bir görüşe sahipsek
bunda Ömer Lütfi Mete'nin büyük payı var" dedi. Ömer Lütfi Mete'nin
"Allah var, gam yok" sözünü kendilerine şiar aldıklarını söyleyen Polat,
kendisiyle yaşadığı küçük bir anıyı anlattı.
Metin Eriş ise Ömer Lütfi Mete'nin Aydınlar Ocağı'nın çevresinde bir
dinleyiciyken çok yönlü bir şair olduğunu ifade etti. Ömer Lütfi
Mete'nin Türk alperenlerinin 20. Yüzyıl temsilcilerinden biri ve bir
"Ufuk Adamı" olduğunu söyleyen Eriş, Türk edebiyatçılarının Mete'yi
örnek alması gerektiğini söyledi.
Mustafa Şen, Ömer Lütfi Mete'nin Türkü gönüllü bir insan ve aşk adamı
olduğunun altını çizerken feryadını da yüreğinde yaşadığını ve
kendisinin bir "Hikmet ve İrfan Adamı" olduğunu söyledi. Ömer Lütfi
Mete'nin zaman zaman Dadaloğlu, zaman zaman bir Veysel, zaman zaman da
Aşık Mahsuni olduğunu anlatan Şen Mete'nin bazen Karadeniz'e benzediğini
ve tıpkı onun gibi köpürdüğünü söyledi. Peygamberimizin dizlerinin
dibinde görüşmek üzere diye sözlerini bitiren Mustafa Şen gözyaşlarını
tutamadı.
Necati Şaşmaz ise konuşmasına bu anlamlı geceyi düzenleyen Üsküdar
Belediyesi'ne ve emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı. Onu yad
etmek için bu programa katıldıklarını anlatan Şaşmaz, birbirimizde olan
Ömerleri birbirimizle tanıştırmak ve onun eserlerini, onu tanımayanlara
anlatmak için bir araya geldiklerini söyledi. Kendisinden önce konuşmaya
çıkan kişilerin anlamlı konuşmalarını çok anlamlı bulduğunu söyleyen
Şaşmaz, Ömer Lütfi Mete'nin bir Tefekkür adamı, saygı duyulması gereken
bir insan olduğunu ve kendi hayatına yön veren önemli bir insan olduğunu
söyleyerek sözlerine son verdi.
Nuri Okumuş konuşmasına kendisiyle yaşadığı bir anıyı anlatarak başladı.
Mete'nin çok heyecanlı bir yapıda olduğunu, merdivenleri her zaman
çifter çifter çıktığını, kendisinin edebi olarak çok derin bilgilere
sahip olduğunu anlatan Okumuş, Mete'nin Sabah gazetesinde çalıştığı
dönemde kendisine "Mütefekkir" adının takıldığını söyledi.
Kurtlar Vadisi programının Yönetmeni Raci Şaşmaz, Ömer Lütfi Mete'nin
hayatında en sevdiği hocası olduğunu, kendisinden öğrenmekten hiç
vazgeçmediğini ifade ederken Mete'nin ölümsüz eserler bırakan ölümsüz
bir insan olduğunu söyledi.
Servet Kabaklı ise yaptığı konuşmada, güzel yaşayıp güzel ölmenin Ömer
Lütfi Mete'ye yakıştığını ifade ederken, kendisinin Allah yolunda
Leyla'sına sahip bir Mecnun olduğunu, Ömer Lütfi Mete'nin insanları
kırmaktan çok korkan Allah dostu bir insan olduğunu anlattı. Kabaklı,
kalem haysiyetine sahip bir insan olan Mete'nin kökü mazide olan bir
Alperen olduğunu ifade ederken, kendisinin hem Ömer hem de Lütfi
olduğunun altını çizdi.
Gecede son konuşmayı yapan Yumuşhan Günay, Ömer Lütfi Mete'nin çok
anlamlı bilgi sofraları kurduğunu ve kendisinin de bu sofralardan payını
aldığını ifade ederken, Mete'nin kahraman yaradılışlı bir insan
olduğunu, "Ufuk kaşifi ve savaşçısı" olduğunu söyledi. Günay konuşmasına
göklerde çok sayıda yıldız olduğunu ancak Ömer Lütfi Mete'nin
kendisinin yıldızı olduğunu ifade ederek sözlerine son verdi.
Programa katılamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye
Başkanı Mustafa Demir ve Maltepe Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Zengin birer kutlama telgrafı çekerek bu anlamlı geceye anlam kattılar.
Muzaffer Hacıosmanoğlu'nun okuduğu Kur'an Tilaveti sonrası bu anlamlı
gece Ömer Lütfi Mete için edilen dua ile son buldu. Bu arada Ömer Lütfü
Mete'nin hayatından çeşitli karelerin gösterildiği "Göklere Çekilen
Kartal" sergisi de programa katılan davetlilerin büyük ilgisini çekti.
59 yaşında kaybettiğimiz merhum Gazeteci-Yazar Ömer Lütfü Mete; Bizim
Ev, Evlere Şenlik, Deliyürek, Hayat Bağları, Kurtlar Vadisi, Kurtlar
Vadisi Pusu, Kurtlar Vadisi Irak, Eşref Saati ve Ekmek Teknesi gibi
dizilerle hayatımızda önemli bir yer edinirken, dizi senaryoları yanında
pek çok kitap ve makaleye de imza attı.
Monday, June 16, 2014
Home »
» "Göklere Çekilen Kartal" Ömer Lütfü Mete Üsküdar'da anıldı!.. 2014
0 commentaires:
Post a Comment