بطل فلم وادي الدئاب

Sunday, December 15, 2013

Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi: Belarus’ta 2013

yesilkimlikEski istihbaratçı Hüseyin Oğuz: Yeşil Belarus’ta
“Bu kişinin ismini İzmir Emniyeti’nde verdiğim ifadede söyledim ve emniyet güçleri şu anda bu kişiyi arıyor. Yeşil’e ilişkin olarak da bazı yazılar yazıldı. Yeşil hakkında Mehmet Altan, Belarus’ta olma ihtimalini yazmış. Doğru yazmış.”
YILAN HİKAYESİ
Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz, “geçmişe dair” TAKVİM’e önemli açıklamalarda bulundu. Oğuz, adı karanlık cinayetlere karışan ve yaşayıp yaşamadığı yılan hikayesine dönen Yeşil’in hayatta olduğunu söyledi. Oğuz, “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım sağ. Halen Belarus’ta yaşıyor” dedi. Eski istihbaratçı Oğuz, iddialarına şöyle devam etti: “Yeşil hala devlet tarafından korunuyor. Yıldırım yani Yeşil’in hakkında Kırmızı Bülten olmasına rağmen hala yakalanamıyor. Çünkü arkasında derin bir yapılanma var. Yeşil zaman zaman Türkiye’ye giriyor. Varın gerisini siz düşünün. Mahmut Yıldırım, Türkiye’de gerçekleştirdiği her olaydan sonra Belarus’un başkenti Minsk’e tatile gönderilirdi. Yani ödüllendirildi. Tüm bildiklerimi devlete anlattım. Ancak buna rağmen tanık korumaya alınmadım. Bu konu ve diğer konulara ilgili tüm bildiklerimi gerekli yerlere ilettim. Yakında piyasaya çıkacak olan ‘Karanlık Güçler Çeteler ve Faili Meçhul Cinayetler’ adlı kitabımda da tüm bilgileri anlattım. Ben hala yaşam mücadelesi veriyorum. Maddi ve manevi olarak bittim. Bana çobanlık bile yaptırmadılar. Buna rağmen yine de bildiklerimi açıkça söylüyorum. Ancak yine de size her şeyi anlatamam. Çünkü bildiklerimin onda dokuzunun bende kalması ‘yaşamam’ için gerekiyor.
İŞTE O YAZI:
Henüz yirmi yaşında bile değildim, Paris Büyükelçimiz Hasan Esat Işık Marsilya’da açılacak olan Ermeni Anıtı’nı protesto etmek için geri döndüğünde.
Benzeri gelişmeler sonra hiç dinmedi.
Bizler gençliğimizi yabancı ülke parlamentolarındaki ‘Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı’ serüvenleriyle geçirdik…
Siyaset, geçmişle hesaplaşmak ve cumhuriyeti sistemli ve kurumsal bir şekilde demokratikleştirmek yerine salçalı bir hamasete abanarak oy toplamayı hep yeğledi.
Türk siyaseti maalesef sorun çözemiyor.
Türkiye’nin nüfusu çok genç, gelişmeler belki o genç nüfusu heyecanlandırabilir ama benim gibi sürekli tekrarın tekrarını yaşayanlar için yabancı parlamentolardaki ‘Ermeni Soykırım’ yasa tasarılarının akıbeti ve sonrası pek de heyecan verici değil…
***
yesilkimlik
yesilkimlik
Ben de dün, günün konusu olan ve bir ‘deja vu’ olarak yaşadığımız Ermeni Soykırımı Yasası konusu yerine, daha heyecanlı sayılabilecek bir konunun peşine düştüm.
TBMM’nin, çok sayıda cinayetin faili olduğu iddia edilen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım muammasının çözülmesi için çok önemli bir girişimde bulunduğunu okudum.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, 1992 yılında Yeşil tarafından işkenceyle öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk’ün ifadelerinden yola çıkarak, Mahmut Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
Söz konusu suç duyurularının 19 Aralık tarihinde yapıldığını kaydeden İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’ndan bir uzman, “Tunceli ve Elazığ savcılıklarına Meclis adına suç duyurusunda bulunuldu. Geçtiğimiz günlerde alt komisyonumuzda konuşan Hıdır Öztürk’ün ifadeleri de başvuruya eklendi” demiş.
Daha önceki açıklamalarında ‘Yeşil’in yaşadığına inandığını’ söyleyen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı AKP’li Ayhan Sefer Üstün’ün, alt komisyonun çalışmalarının ardından inisiyatif alarak bu girişimde bulunduğu öğrenilmiş.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de Meclis’in bu adımının olumlu sonuçlar doğurabileceğini söylemiş:
“Onca delile ve tanıklığa rağmen bugüne değin savcılar ve mahkemeler Yeşil hakkındaki iddiaları soyut bulduklarını ifade ettiler. Ancak eğer bu girişimin ardından ilgili savcılar Meclis’i dikkate alırlarsa Yeşil hakkında yakalama kararı çıkartılabilir. Ve bu durumda Yeşil’in sorumlu olduğu iddia edilen dosyalarda, örneğin 1992 yılında öldürülen Ayten Öztürk’ün dosyasındaki zamanaşımı tehlikesi de bertaraf edilmiş olur.”
Aygün, Yeşil’in yaşayıp yaşamadığı şeklindeki soruyu da:
“Bu çok zor bir soru. Ancak Ayhan Çarkın’ın ifadeleri aydınlatıcı olabilir. Çarkın bazı çalışma arkadaşlarının eceliyle ölmediğini söylüyor. Yeşil’in hayatta olup olmadığını tartışırken bu devlet içi tasfiyeler iddialarını da değerlendirmek gerek” diye yanıtlamış…
***
Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ama son zamanlarda Ergenekon’un etrafındaki ayak izleri hep aynı adreste kesişiyor…
Ergenekon Davası’nın kaçak sanığı Bedrettin Dalan’ın, İnternet Andıcı Davası’nın üç numaralı sanığı olan Tümgeneral Musatafa Bakıcı’nın, tavana bakılarak geçiştirilen ve kim olduğunu hala resmen öğrenemediğimiz ‘Dalan’a çantayla para götüren şike sanığının’ hep aynı adreste ortaya çıktığını görüyoruz…
Belarus’un başkenti Minsk’den söz ediyorum.
Neden Minsk?
Çünkü Belarus ile aramızda ‘suçluların iadesi’ konusunda bir anlaşma yok…
Diyorum ki Yeşil de sakın Minsk’de olmasın?
***
Milletvekilleri maaşının da Şike Yasası gibi çok hızla geçtiği bir siyasal ortamda, şimdi Fransa nedeniyle salçalı hamasetin saçaklanarak ortalığı kaplaması Susurluk ve Ergenekon konularını kim vurduya götürmesin.
Öyle bir tehlike var gibi geliyor bana.
Sahi, acaba Yeşil Minsk’te mi?
Mehmet ALTAN, Star 24.12.2011
NOT: Kıbrıs Postası’ndan yazar Polat Alper’inde şöyle bir iddiası var:
“Yeşil” KKTC`de yaşıyor, kimin umunurunda…
Geçen hafta aldığım bir okuyucu mektubu , Türkiye`de kırmızı bültenle aranan Yeşi kod adlı Mahmut Yıldırım`ın uzun süredir KKTC`de yaşadığını ve bu bilginin, TC ve KKTC istihbarat birimleri tarafından bilindiği halde buna göz yumulduğunu idda ediyordu. Mektubu gönderen kişi, kendisinin de bu teşkilatın mensubu olduğunu bu sebepten kimliğini açıklayamıyacağını söylüyordu. Bu bilgiyi özellikle Kıbrıs`ta geniş bir kitleye hitap eden Kıbrıs Postası Gazetesi aracılığıyla paylaşmayı tercih ettiğini belirtiyordu.
Yeşil, MGK, 92 yılında “TERORE, TERÖRÜN KULLANDIĞI ARAÇLARLA SON VERME” kararını aldıktan sonra, JİTEM bünyesindeki 7 bölgede ağırlıklı olarak Güney Doğu’da operasyon timleri kurdu. Bunların başında sonradan generalliğe terfi eden Albay Veli Küçük vardı.
Mahmut Yıldırım ise bu timin basit bir elemanıydı. Hatta PKK’ya haraç (yardım) veren işadamlardan tahsil edilerek bankaya yatırılan paraları bile kendisi çekemiyordu. O işi Jandarma Astsubay Ahmet Demir yapıyordu. Karışıklık, Ahmet Demir ismini Mahmut Yıldırım’ın kod adı olarak kullanmasından kaynaklanıyordu. Yine tesadüf eseri bir başka Ahmet Demir bölge illerinden birinde Emniyet Müdürü idi.
JİTEM resmi kadrosu olmayan onayla kurulmuş bir birimdi. Hem istihbarat hem de operasyon birimleri aynı çatı altındaydı. Emniyet’teki gibi ayrı birimlerde değildi. İstihbaratı kendisi yapıp imha etme emrini kendisi veriyordu. Hukuken böyle bir timin kabul edilmesi sözkonusu bile olamazdı. JİTEM dağıtıldı, kimi general oldu, kimi uluslararası nakliyat filosu kurdu, kimi de Yıldırım gibi, Romanya’da uzun süre dolaştıktan sonra şimdilerde Kıbrıs’ta dinleniyor.
Önceki yıllarda, Uzan ailesinin, Abdullah Çatlı`nın, Yaşar Öz`ün, hava korsanlarının ve daha birçok kanundan kaçan kişilerin KKTC`de saklandığı göndeme gelmişti. Peki tüm Türkiye`de aylarca konuşulan, kırmızı bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım`ın KKTC`de yaşaması kimin umurunda? Bunun yanıtını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Share:

0 commentaires:

Post a Comment

Popular Posts

ما هو افضل مسلسل لسنة 2020 ؟
مسلسل الهندي مملكة الحب
مسلسل تركي الحفرة
مسلسل وادي الذئاب
Created with Quiz Maker

Blog Archive

Pages

Theme Support