“Bu kişinin ismini İzmir Emniyeti’nde verdiğim ifadede söyledim ve
emniyet güçleri şu anda bu kişiyi arıyor. Yeşil’e ilişkin olarak da bazı
yazılar yazıldı. Yeşil hakkında Mehmet Altan, Belarus’ta olma
ihtimalini yazmış. Doğru yazmış.”
YILAN HİKAYESİ
Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz, “geçmişe dair” TAKVİM’e önemli açıklamalarda bulundu. Oğuz, adı karanlık cinayetlere karışan ve yaşayıp yaşamadığı yılan hikayesine dönen Yeşil’in hayatta olduğunu söyledi. Oğuz, “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım sağ. Halen Belarus’ta yaşıyor” dedi. Eski istihbaratçı Oğuz, iddialarına şöyle devam etti: “Yeşil hala devlet tarafından korunuyor. Yıldırım yani Yeşil’in hakkında Kırmızı Bülten olmasına rağmen hala yakalanamıyor. Çünkü arkasında derin bir yapılanma var. Yeşil zaman zaman Türkiye’ye giriyor. Varın gerisini siz düşünün. Mahmut Yıldırım, Türkiye’de gerçekleştirdiği her olaydan sonra Belarus’un başkenti Minsk’e tatile gönderilirdi. Yani ödüllendirildi. Tüm bildiklerimi devlete anlattım. Ancak buna rağmen tanık korumaya alınmadım. Bu konu ve diğer konulara ilgili tüm bildiklerimi gerekli yerlere ilettim. Yakında piyasaya çıkacak olan ‘Karanlık Güçler Çeteler ve Faili Meçhul Cinayetler’ adlı kitabımda da tüm bilgileri anlattım. Ben hala yaşam mücadelesi veriyorum. Maddi ve manevi olarak bittim. Bana çobanlık bile yaptırmadılar. Buna rağmen yine de bildiklerimi açıkça söylüyorum. Ancak yine de size her şeyi anlatamam. Çünkü bildiklerimin onda dokuzunun bende kalması ‘yaşamam’ için gerekiyor.
Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz, “geçmişe dair” TAKVİM’e önemli açıklamalarda bulundu. Oğuz, adı karanlık cinayetlere karışan ve yaşayıp yaşamadığı yılan hikayesine dönen Yeşil’in hayatta olduğunu söyledi. Oğuz, “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım sağ. Halen Belarus’ta yaşıyor” dedi. Eski istihbaratçı Oğuz, iddialarına şöyle devam etti: “Yeşil hala devlet tarafından korunuyor. Yıldırım yani Yeşil’in hakkında Kırmızı Bülten olmasına rağmen hala yakalanamıyor. Çünkü arkasında derin bir yapılanma var. Yeşil zaman zaman Türkiye’ye giriyor. Varın gerisini siz düşünün. Mahmut Yıldırım, Türkiye’de gerçekleştirdiği her olaydan sonra Belarus’un başkenti Minsk’e tatile gönderilirdi. Yani ödüllendirildi. Tüm bildiklerimi devlete anlattım. Ancak buna rağmen tanık korumaya alınmadım. Bu konu ve diğer konulara ilgili tüm bildiklerimi gerekli yerlere ilettim. Yakında piyasaya çıkacak olan ‘Karanlık Güçler Çeteler ve Faili Meçhul Cinayetler’ adlı kitabımda da tüm bilgileri anlattım. Ben hala yaşam mücadelesi veriyorum. Maddi ve manevi olarak bittim. Bana çobanlık bile yaptırmadılar. Buna rağmen yine de bildiklerimi açıkça söylüyorum. Ancak yine de size her şeyi anlatamam. Çünkü bildiklerimin onda dokuzunun bende kalması ‘yaşamam’ için gerekiyor.
İŞTE O YAZI:
Henüz yirmi yaşında bile değildim, Paris Büyükelçimiz Hasan Esat Işık
Marsilya’da açılacak olan Ermeni Anıtı’nı protesto etmek için geri
döndüğünde.
Benzeri gelişmeler sonra hiç dinmedi.
Bizler gençliğimizi yabancı ülke parlamentolarındaki ‘Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı’ serüvenleriyle geçirdik…
Siyaset, geçmişle hesaplaşmak ve cumhuriyeti sistemli ve kurumsal bir
şekilde demokratikleştirmek yerine salçalı bir hamasete abanarak oy
toplamayı hep yeğledi.
Türk siyaseti maalesef sorun çözemiyor.
Türkiye’nin nüfusu çok genç, gelişmeler belki o genç nüfusu
heyecanlandırabilir ama benim gibi sürekli tekrarın tekrarını yaşayanlar
için yabancı parlamentolardaki ‘Ermeni Soykırım’ yasa tasarılarının
akıbeti ve sonrası pek de heyecan verici değil…
***
Ben de dün, günün konusu olan ve bir ‘deja vu’ olarak yaşadığımız
Ermeni Soykırımı Yasası konusu yerine, daha heyecanlı sayılabilecek bir
konunun peşine düştüm.
TBMM’nin, çok sayıda cinayetin faili olduğu iddia edilen ‘Yeşil’ kod
adlı Mahmut Yıldırım muammasının çözülmesi için çok önemli bir girişimde
bulunduğunu okudum.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, 1992 yılında Yeşil tarafından
işkenceyle öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk’ün
ifadelerinden yola çıkarak, Mahmut Yıldırım hakkında suç duyurusunda
bulunmuş.
Söz konusu suç duyurularının 19 Aralık tarihinde yapıldığını kaydeden
İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’ndan bir uzman, “Tunceli ve Elazığ
savcılıklarına Meclis adına suç duyurusunda bulunuldu. Geçtiğimiz
günlerde alt komisyonumuzda konuşan Hıdır Öztürk’ün ifadeleri de
başvuruya eklendi” demiş.
Daha önceki açıklamalarında ‘Yeşil’in yaşadığına inandığını’ söyleyen
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı AKP’li Ayhan Sefer
Üstün’ün, alt komisyonun çalışmalarının ardından inisiyatif alarak bu
girişimde bulunduğu öğrenilmiş.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Tunceli
Milletvekili Hüseyin Aygün de Meclis’in bu adımının olumlu sonuçlar
doğurabileceğini söylemiş:
“Onca delile ve tanıklığa rağmen bugüne değin savcılar ve mahkemeler
Yeşil hakkındaki iddiaları soyut bulduklarını ifade ettiler. Ancak eğer
bu girişimin ardından ilgili savcılar Meclis’i dikkate alırlarsa Yeşil
hakkında yakalama kararı çıkartılabilir. Ve bu durumda Yeşil’in sorumlu
olduğu iddia edilen dosyalarda, örneğin 1992 yılında öldürülen Ayten
Öztürk’ün dosyasındaki zamanaşımı tehlikesi de bertaraf edilmiş olur.”
Aygün, Yeşil’in yaşayıp yaşamadığı şeklindeki soruyu da:
“Bu çok zor bir soru. Ancak Ayhan Çarkın’ın ifadeleri aydınlatıcı
olabilir. Çarkın bazı çalışma arkadaşlarının eceliyle ölmediğini
söylüyor. Yeşil’in hayatta olup olmadığını tartışırken bu devlet içi
tasfiyeler iddialarını da değerlendirmek gerek” diye yanıtlamış…
***
Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ama son zamanlarda Ergenekon’un etrafındaki ayak izleri hep aynı adreste kesişiyor…
Ergenekon Davası’nın kaçak sanığı Bedrettin Dalan’ın, İnternet Andıcı
Davası’nın üç numaralı sanığı olan Tümgeneral Musatafa Bakıcı’nın,
tavana bakılarak geçiştirilen ve kim olduğunu hala resmen
öğrenemediğimiz ‘Dalan’a çantayla para götüren şike sanığının’ hep aynı
adreste ortaya çıktığını görüyoruz…
Belarus’un başkenti Minsk’den söz ediyorum.
Neden Minsk?
Çünkü Belarus ile aramızda ‘suçluların iadesi’ konusunda bir anlaşma yok…
Diyorum ki Yeşil de sakın Minsk’de olmasın?
***
Milletvekilleri maaşının da Şike Yasası gibi çok hızla geçtiği bir
siyasal ortamda, şimdi Fransa nedeniyle salçalı hamasetin saçaklanarak
ortalığı kaplaması Susurluk ve Ergenekon konularını kim vurduya
götürmesin.
Öyle bir tehlike var gibi geliyor bana.
Sahi, acaba Yeşil Minsk’te mi?
Mehmet ALTAN, Star 24.12.2011
NOT: Kıbrıs Postası’ndan yazar Polat Alper’inde şöyle bir iddiası var:
“Yeşil” KKTC`de yaşıyor, kimin umunurunda…
Geçen hafta aldığım bir okuyucu mektubu , Türkiye`de kırmızı bültenle
aranan Yeşi kod adlı Mahmut Yıldırım`ın uzun süredir KKTC`de yaşadığını
ve bu bilginin, TC ve KKTC istihbarat birimleri tarafından bilindiği
halde buna göz yumulduğunu idda ediyordu. Mektubu gönderen kişi,
kendisinin de bu teşkilatın mensubu olduğunu bu sebepten kimliğini
açıklayamıyacağını söylüyordu. Bu bilgiyi özellikle Kıbrıs`ta geniş bir
kitleye hitap eden Kıbrıs Postası Gazetesi aracılığıyla paylaşmayı
tercih ettiğini belirtiyordu.
Yeşil, MGK, 92 yılında “TERORE, TERÖRÜN KULLANDIĞI ARAÇLARLA SON
VERME” kararını aldıktan sonra, JİTEM bünyesindeki 7 bölgede ağırlıklı
olarak Güney Doğu’da operasyon timleri kurdu. Bunların başında sonradan
generalliğe terfi eden Albay Veli Küçük vardı.
Mahmut Yıldırım ise bu timin basit bir elemanıydı. Hatta PKK’ya haraç
(yardım) veren işadamlardan tahsil edilerek bankaya yatırılan paraları
bile kendisi çekemiyordu. O işi Jandarma Astsubay Ahmet Demir yapıyordu.
Karışıklık, Ahmet Demir ismini Mahmut Yıldırım’ın kod adı olarak
kullanmasından kaynaklanıyordu. Yine tesadüf eseri bir başka Ahmet Demir
bölge illerinden birinde Emniyet Müdürü idi.
JİTEM resmi kadrosu olmayan onayla kurulmuş bir birimdi. Hem
istihbarat hem de operasyon birimleri aynı çatı altındaydı. Emniyet’teki
gibi ayrı birimlerde değildi. İstihbaratı kendisi yapıp imha etme
emrini kendisi veriyordu. Hukuken böyle bir timin kabul edilmesi
sözkonusu bile olamazdı. JİTEM dağıtıldı, kimi general oldu, kimi
uluslararası nakliyat filosu kurdu, kimi de Yıldırım gibi, Romanya’da
uzun süre dolaştıktan sonra şimdilerde Kıbrıs’ta dinleniyor.
Önceki yıllarda, Uzan ailesinin, Abdullah Çatlı`nın, Yaşar
Öz`ün, hava korsanlarının ve daha birçok kanundan kaçan kişilerin
KKTC`de saklandığı göndeme gelmişti. Peki tüm Türkiye`de aylarca
konuşulan, kırmızı bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım`ın
KKTC`de yaşaması kimin umurunda? Bunun yanıtını siz değerli
okuyucularıma bırakıyorum.
0 commentaires:
Post a Comment