بطل فلم وادي الدئاب

Tuesday, August 6, 2013

Gökçem Çatlı'; Bu akşam soğuk olacak! 2013




Bu akşam soğuk olacak!
Türk toplumsal yaşamının miladı sayılabilecek Susurluk Kazası'nın başkahramanı Abdullah Çatlı'nın büyük kızı Gökçen'in, 4 yıldan beri yazdığı 'Babam Çatlı' bugün piyasada. Ölümüne kadar babasının özel notlarını tutan Gökçen, kitabın 'bir savunma refleksi' olmadığını savunurken, alt vurguda da, Çatlı'nın tehlikeli anlarda kendilerini uyardığı şifreli cümleyi kullanmış: 'Bu akşam soğuk olacak, eve girmeyin!'
Abdullah Çatlı'nın büyük kızı Gökçen, Susurluk Kazası'ndan 38 gün sonraya yazmaya karar verdiği kitapların ilkini bitirip, yayınlattı. Bugün piyasaya çıkacak olan kitapta, Çatlı'nın yurtdışına çıkışı, Fransa macerası, dönüşü ve Susurluk'a uzanan yaşamından çarpıcı kesitler var. Timaş Yayınları tarafından piyasaya çıkarılan, 'Babam Çatlı' adlı kitap, Türkiye için önemli dönemeçlerden olan Susurluk kazasının farklı yönlerine ışık tutuyor. Kitabın kapağındaki bir ibare ise Çatlı'nın ailesine yönelik şifreli bir uyarı mesajını içeriyor: "Bu akşam soğuk olacak, eve girmeyin." Susurluk'un 4. yıldönümünde çok konuşulacak bir çalışmaya imza atan Çatlı ailesi ile babaları Abdullah Çatlı'yı konuştu.
Devlet babadır!
Gökçen Çatlı, yaşamı boyunca babasının özel notlarını o tutmuş. Babasını anlatırken, onun ülkücü hareket içinde önemli bir konumda olduğu 80 öncesine dönüyor:
"Çatlı 80 öncesi ülkücü hareketin efsanesiydi ve onun net bir ilkesi vardı: Emirde robot, fikirde kulis. O dönemlerde çok büyük bir düşünceydi.
20 yıllık bir liderlikten bahsediyorsunuz. Peki bu 20 yılda Çatlı'nın konumu hiç değişmedi mi?
"80'den sonra Çatlı yüreğinde milliyetçi idi. Çatlı'nın yaşamında birçok etap vardır. Yurtdışında milliyetçi kimliği ASALA ile başlamıştır. ASALA ile mücadele ettiği dönem ile Çatlı'nın 80 öncesi ülkücü dönemini bağdaştırmamak gerekir. İki ayrı dönemdir. Liderlerin son dönemleri büyük bir dramdır. Onun için yaşarken ölüyorlar diyorum. Onun itibarını sarsmak isteyenler vardı. Bu nedenle Çatlı farklı oluşumların içine itilmeye çalışıldı. Bunu da biliyordu."

Liderler yeraltını da kullanır
Gökçen Çatlı'ya göre Abdullah Çatlı derin devlet ile ilişki içindeydi. Ama ona göre 'derin devlet' denilen oluşum tek değil. Birkaç farklı derin devlet var.
"Liderler ellerindeki her türlü aleti kullanırlar. Hangisi kendisi için en uygun ise onlarla işbirliği oluşturabilir. O da onu yaptı. Bu da olması gereken oluşumdur. Derin devletler birbirinin kontrol mekanizmasıdır. Liderler derin devletle de ilişki kurar, yeraltına da iner, yer üstüne de çıkar. Lider bunu yapmalıdır. Bu bir hata değildir. Bunlardan dolayı da lider yavaş yavaş sona doğru gider. Hiçbir lider yatağında ölmez. Son bir yıldır o da sonunun geldiğini hissediyordu. Kuşkular hep vardı; ama son bir yılda aşırı derecede yoğunlaştı."
Özellikle 80 sonrası dönemde devletle ilişkisi ve ASALA ile mücadele dönemi nasıl başladı?
"Devlet babadır. Baba evladını kullanamaz. Kullanırsa babalığı tartışılır. Çatlı devletin içinde yer alan kişiler için mücadele etmedi. Şahsi bir mücadelesi yoktu. Çatlı'nın ASALA faaliyetleri devletin onlara ulaşmasından çok önce başladı. Çatlı'nın lideri olduğu grup devletten önce ASALA ile mücadeleye başladı. Devlet gel yapalım, demedi. O süreci kendisi hazırladı. Devletle birlikte hareket etme Esenboğa'dan sonra başladı."
'Ters şeyler teklif edildi'
"Abdullah Çatlı'ya ters şeyler teklif edildi. 'Bundan sonra şu şekilde olacak', denildi. Harcamalar için gerekli olan paranın farklı yerlerden temin edilmesi istendi. Yasa dışı yollardan temin edilsin istendi. Ağır silahların ve seyahatlerin masrafı ağır gelince kendisine uyuşturucu ticareti teklif edildi ve karşı geldi. Bu nedenle 84'te kendisine komplo hazırlandı. Çatlı, bu teklifi kabul etmediği için hapse girdi. Nitekim o dönemde babamla birlikte olanlar Samet Aslan gibi birkaç kişi suikasta uğradı. Kasım Koçak da öldürüldü."
Kitapta dikkati çeken ifadelerden birisi de 'savunma refleksi.' Bunları 'emniyet ve istihbarat örgütleri ile karıştırmayalım.' diyorsunuz. 'Devlet ve millet arasındaki köprü bu savunma refleksleridir.' diyorsunuz. Babanız da bunlardan biri miydi?
Çatlı bir savunma refleksidir. Tam olarak milletin içinde veya devletin içinde değildir. Devletle millet uzun dönemdir küs. Arada uçurum var. Çatlı bir savunma refleksi olarak bu alanda barıştırma ve köprü görevi gördü. ASALA olayında devlet zan altında kaldı. 72'de başlayan katliamlara karşı 10 yıl sonra harekete geçti. Çatlı'nın 82'de kendi ekibiyle önce harekete geçtiğini var sayarsak onun köprü olduğu görülecektir.
Bu kitap Çatlı'yı savunma kitabı değil diyorsunuz; peki onun hatalarına da değiniyor musunuz?
Hataları oldu. Son dönemlerde farklı çevrelere sokulmaya çalışıldı. Dolarperverlerin grubuna itilmeye çalışıldı. Gözden düşürülmeye çalışıldı. Susurluk'un içine sokulmaya çalışıldı.
Ona büyü yapıldı
Gökçen Çatlı, babasının hatalı olduğunu kabul ediyor; ancak ayrıntı vermiyor. Buna rağmen anlattığı bir anekdot oldukça ilginç:
"Babama o dönemde büyü çok yapıldı. Arabasının bağajında kocaman çuvalın içine düğüm düğüm şeyler konulmuş. Ben gördüm. 'Bunlar ne?' dedi. Sersemlemiş gibiydi. Bir hocayla görüştük. Ölümüne yakın zamanlarda dönem dönem kendisi, dönem dönem de kendisi değildi.
Dört yıldır konuşulan ve halen tartışılan Susurluk kazası noktasında da ailenin önemli iddiaları var: Babamı öldürdüler. Kazadan sonra yaşıyordu öldürdüler.



MERAL ÇATLI: Eşimin ölümü hayır getirdi!
"Çatlı benim dün kocamdı, bugün bana 'doğru yoldan şaşma' diyen bir kılavuz. Bugün de onun hakkında olumlu konuşabiliyorsam demek ki bu insan saygı duyulacak bir karakter sahibiymiş. Onun ölümünden sonra benim ayaklarımı kırdılar, ben ellerimle yürüdüm. 4 yıldır çok mücadele verdim. Onun çevresi ile ilişkiyi devam ettirmek bize düştü. Onun çevresi ile ilişki kurmadım. Hata yaptıkları için ilişkiyi bitirdik. İki kız ve bir bayandan çok rahatsız olan insanlar vardı. Ailenin daima yanındayız diyen insanlar çıkacaktır; ama onlara kapımız kapalı. Çatlı'dan rahatsız olanlar bizden de rahatsız oldu. Aileleri liderlerin kaderini yaşamak zorunda. Ben, bunu görebilen evlatlara sahibim.
Fransa'da Abdullah cezaevine girdikten 3 ay sonra 10 bin frank devletten yardım aldım. 84'ün Aralık ayında. 3 ay sonra bir 10 bin frank daha geldi. Akabinde eşimin 75 bin franklık avukat parası geldi. Yani devlet bizi tamamen yüzüstü bıraktı diyemeyiz.
3 Kasım'da çok acı bir olay yaşadık. Abdullah da diğer insanlar gibi bir gün ölecekti; ama 3 Kasım'da onun kaderini çizenler oldu. Ama biz geriye dönüp bakmıyoruz. Araştırmıyorum. Ben şeffaf bir Türkiye istiyorum. Evet kocam suikasta kurban gitti. Bütün veriler onu gösteriyor. O resmi çeken muhabir nerede? Yolda neden fren izi yok? Bu soruların cevabı açıkta; ama araştırılmasını da istemiyoruz; çünkü netice çıkmasını beklemiyoruz. Eşimin ölümü bile vatan için hayır getirdi. Temiz bir toplum için. Şu anki görünüşe bakacak olursan Türkiye yeni bir sayfa açıyor. Bilmeden de olsa Abdullah Çatlı bu değişimi başlatan isim oldu.
Share:

0 commentaires:

Post a Comment

Popular Posts

ما هو افضل مسلسل لسنة 2020 ؟
مسلسل الهندي مملكة الحب
مسلسل تركي الحفرة
مسلسل وادي الذئاب
Created with Quiz Maker

Blog Archive

Pages

Theme Support