Muhsin Yazıcıoğlu, Abdullah Çatlı'yı anlattı
BBP
Genel Başkanı Musin Yazıcıoğlu, 12 Eylül'ün suçlularının kavga eden
gençler değil, darbenin ardındaki derin güçler olduğunu ileri sürdü.
12
Eylül darbesinin suçlularının kavga eden gençler değil, darbenin
ardındaki derin güçler olduğunu savunan Yazıcıoğlu, "Bugün de olsa
Çatlı'nın cenazesine giderim" dedi...
ÇATLI'NIN YERİNDE KİM OLSA AYNI ŞEYİ YAPARDI
Kanaltürk Ankara Temsilcisi Sami Dadağlıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Pazar Politika programına konuk olan BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül darbesi, Mamak'ta geçirdiği cezaevi yılları, MHP ile yollarının kesiştiği günler ile ilgili anılarını paylaştı. Abdullah Çatlı ile tanıştıkları dönem, Çatlı'nın son derece utangaç bir genç olduğunu söyleyen Yazıcıoğlu, devlet tarafından Asala terör örgütü ile mücadele etmesi için görev verildiğini, Çatlı'nın yerinde hangi ülkücü genç olsa aynı şeyleri yapacağını savundu.
17 YIL GÖRMEMİŞTİM Çatlı'nın cenazesine gitmesinin o dönemde eleştirildiğini belirten Yazıcıoğlu "Bugün olsa yine katılırdım. 17 yıldır göremediğim arkadaşımın cenazesiydi. İnsanların kendi hayatlarında sevapları günahları eksiklikleri fazlalıkları olabilir. Ekmek yemişsiniz su içmişiniz bunların bir hakkı yok mu?" diye konuştu.
SİSTEM DE SUÇLUDUR
"Çatlı ve onun gibiler suçlu ise bu sistemin suçudur" diyen Yazıcıoğlu, 12 Eylül öncesinde gençler için kavga etmenin bir tercih değil hayatta kalmak için bir zorunluluk haline getirildiğini öne sürdü. Yaşanan gerilimlerin ardından derin güçlerin olduğunu belirten Yazıcıoğlu "12 Eylül'den önce kavga edenler değil bu kavgayı seyredenler suçluydu. Gençliği girdaba sürüklediler. Biz feryadımızı duyuramadık. O zaman Cumhurbaşkanı'na müracaatta bulundum bir mektup yazdım. Biz kavga etmek istemiyorduk kavganın içine itiliyorduk" dedi.
GENÇLERE NASiHAT
Çatlı'nın yurtdışında bulunduğu sırada kendisinin de cezaevine girdiğini belirten Yazıcıoğlu o günleri şu sözlerle anlattı: "Genel Başkan Alpaslan Türkeş işkence görmemiz için yurtdışına çıkmamızı istiyordu. Ama ben kendime yediremedim. Kızılay'da bir büroda gözaltına alındım. Gözlerimizi bağladılar. 26 gün boyunca işkence gördüm. 5.5 yıl 3 Dev-Sol üyesi ile 2.5 metrekarelik hücreyi paylaştım.
BU BİR ŞANSTIR
7.5 sene sonra tahliye oldum. 17 yılın sonunda suçunuz yok dediler. Benim neslim bu dönem için bir şanstır. Biz orada içeride bir arada yaşarken kurallar koyduk onlara uyup tartışmadan kavga etmeden yaşadık. O yüzden artık gençlere sesleniyorum. Hücreleri değil Türkiye sevdasını paylaşın."
ÇATLI'NIN YERİNDE KİM OLSA AYNI ŞEYİ YAPARDI
Kanaltürk Ankara Temsilcisi Sami Dadağlıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Pazar Politika programına konuk olan BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül darbesi, Mamak'ta geçirdiği cezaevi yılları, MHP ile yollarının kesiştiği günler ile ilgili anılarını paylaştı. Abdullah Çatlı ile tanıştıkları dönem, Çatlı'nın son derece utangaç bir genç olduğunu söyleyen Yazıcıoğlu, devlet tarafından Asala terör örgütü ile mücadele etmesi için görev verildiğini, Çatlı'nın yerinde hangi ülkücü genç olsa aynı şeyleri yapacağını savundu.
17 YIL GÖRMEMİŞTİM Çatlı'nın cenazesine gitmesinin o dönemde eleştirildiğini belirten Yazıcıoğlu "Bugün olsa yine katılırdım. 17 yıldır göremediğim arkadaşımın cenazesiydi. İnsanların kendi hayatlarında sevapları günahları eksiklikleri fazlalıkları olabilir. Ekmek yemişsiniz su içmişiniz bunların bir hakkı yok mu?" diye konuştu.
SİSTEM DE SUÇLUDUR
"Çatlı ve onun gibiler suçlu ise bu sistemin suçudur" diyen Yazıcıoğlu, 12 Eylül öncesinde gençler için kavga etmenin bir tercih değil hayatta kalmak için bir zorunluluk haline getirildiğini öne sürdü. Yaşanan gerilimlerin ardından derin güçlerin olduğunu belirten Yazıcıoğlu "12 Eylül'den önce kavga edenler değil bu kavgayı seyredenler suçluydu. Gençliği girdaba sürüklediler. Biz feryadımızı duyuramadık. O zaman Cumhurbaşkanı'na müracaatta bulundum bir mektup yazdım. Biz kavga etmek istemiyorduk kavganın içine itiliyorduk" dedi.
GENÇLERE NASiHAT
Çatlı'nın yurtdışında bulunduğu sırada kendisinin de cezaevine girdiğini belirten Yazıcıoğlu o günleri şu sözlerle anlattı: "Genel Başkan Alpaslan Türkeş işkence görmemiz için yurtdışına çıkmamızı istiyordu. Ama ben kendime yediremedim. Kızılay'da bir büroda gözaltına alındım. Gözlerimizi bağladılar. 26 gün boyunca işkence gördüm. 5.5 yıl 3 Dev-Sol üyesi ile 2.5 metrekarelik hücreyi paylaştım.
BU BİR ŞANSTIR
7.5 sene sonra tahliye oldum. 17 yılın sonunda suçunuz yok dediler. Benim neslim bu dönem için bir şanstır. Biz orada içeride bir arada yaşarken kurallar koyduk onlara uyup tartışmadan kavga etmeden yaşadık. O yüzden artık gençlere sesleniyorum. Hücreleri değil Türkiye sevdasını paylaşın."
0 commentaires:
Post a Comment