Duruşma
öncesi doktorların pankartlı protesto gösterisi yaptığı Gaziantep'te
Operatör Dr. Ersin Arslan'ın öldürülmesine ilişkin başlatılan davanın
ilk duruşması tamamlandı. Avukat Metin Kınacılar, bu yaştaki çocukların
doktor olma yerine Polat Alemdar olmaya çalıştıklarını söyledi. Avukat
Kınacılar zanlının paylaşım sitesinde adını Abdullah Çatlı olarak
kullandığına dikkat çekti
İlk duruşmada katil zanlısı M.G.’nin cinayeti işlediği için pişmanlık duyduğunu belirtirken, merhum Dr. Ersin Arslan’ın ailesi zanlının 17 yaşında olduğunun belgelenmesini istedi.
17 Nisan 2012 günü hasta yakını tarafından hastanede bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan davasının ilk duruşması Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Katil zanlısının pişmanlık duyduğu, Dr. Ersin Arslan’ın ailesinin yaş tahsisi istediği duruşmada yaşananları Arslan ailesinin avukatı Metin Kınacılar anlattı.
Duruşmadaki savunmasında sanık M.G. (17)’nin pişmanlığını dile getirdiğini söyleyen Avukat Metin Kınacılar, Dr. Ersin Arslan’ın ailesinin ise yarım saate yakın gözyaşı döktüğünü ifade etti. Kınacılar, duruşma sırasında zaman zaman içler acısı bir durumlar yaşandığını sözlerine ekledi.
“SANIĞIN TASARLAYARAK ÖLDÜRME GİRİŞİMİNDE OLDUĞU ANLAŞILIYOR”
Sanığın öldürme girişimini tasarlayarak gerçekleştirdiği noktasında yoğunlaştıklarını söyleyen Kınacılar, ”18 yaşından küçük olduğu iddia edilen suça sürüklenen çocuk şüpheli ifadesinde Dr. Ersin Arslan’ı kendisinin öldürdüğünü söyledi. Dedesinin ölümü dolayısıyla bunalım geçirdiğini, gece dedesini rüyasında gördüğünü, son olarak hastanede geldiğinde de doktoru bir anlık heyecanla öldürdüğünü söyledi. Tabi ki bizim taraf olarak çekincelerimiz söz konusuydu. Bütün söyledikleri tamamen yalan çıktı. Çünkü olayın gerçekleştiği gün özellikle sabahın 8’inde hastaneye geliyor. Dr. Ersin Arslan’ı hemşirelere soruyor, güvenlik görevlilerine soruyor. Yani öldürme olayıyla hastaneye gelme arasında ortalama 5 saat hastaneyi dolaşıyor. Kendine göre tasarlayarak bir öldürme girişimi içinde olduğu anlaşılıyor. Bunu şuradan da anlıyoruz; suça sürüklenen çocuğa, ailesinin verdiği beyanlarda dedesinin eceli ile öldüğü söylenmiş. Çocuk şüpheliye ailesi doktorun bir suçunun olmadığı beyan etmiştir” dedi.
“SANIK M.G., ABDULLAH ÇATLI’NIN ADINI KULLANMIŞ”
Avukat Kınacılar, mahkeme heyetine sunduğu raporda sanığın, ülkücü mafya lideri Abdullah Çatlı’nın adını lakap olarak kullandığını belgeledi. Sosyal bir paylaşım sitesinde M.G.’nin kendisine Abdullah Çatlı adını taktığını ifade eden Kınacılar,”Suça sürüklenen şüpheli bir paylaşım sitesindeki sayfasında lakap olarak Abdullah Çatlı ismini kullanıyor. Bu da açıkça şahsın hangi yapıda bir insan olduğunu ortaya koyuyor. Bizce bu olayı şahıs tasarlamıştır. Dedesinden dolayı değil de, kendisini ispatlama vasıtasıyla doktoru öldürdüğü kanısındayım ben. Çünkü müşteki zanlının eğer dedesini öldürmüş olsaydı dinlenen kamu tanığı var, dedesinin yattığı koğuşta kalan iki tanık var. Bu tanıklar diyor ki; zanlının anne ve babası artık bu ihtiyar ölse de kurtulsak, yeter artık çektiği şeklindeki beyanları var. Ayrıca dedesinin öldüğü günde yanında kimse kalmamış. Bu durum şunu gösteriyor; çocuk kendisine bir savunma yolu çiziyor. Ama hiçbir şekilde Ersin’in geri gelme ihtimali yoktur. Ancak böyle anlayıştaki insanların bir şekilde düzeltilmesi, bir şekilde bunlara gerekli cezayı vermek lazım” ifadelerine yer verdi.
“HASTANENİN İHMALİ VAR”
Yaşanın acı olayda hastanenin ihmali bulunduğunu da belirten Kınacılar, hastane binasında güvenlik kamerası olmadığına, acil girişinde bulunan tek kameranın ise arızalı olduğuna vurgu yaptı. Kınacılar, şöyle devam etti:”Hastanenin başhekimi ve güvenlikçilerin de bu olayda ihmalleri söz konusu. Küçük bir işletmede 4-5 tane kamera olmasına rağmen koca bir hastanenin hiçbir yerinde kamera yok. Sadece acilde bir tane kamera var, o da bozuk çıkıyor. Bence artık Bakanlığın ve Başbakanlığın böyle şeyleri göz ardı etmemesi lazım. Her yere güvenlik kameraları koyup, artık olayların yakından takip edilmesi lazım. Bu konuda hastanede bir güvenlik zafiyeti olduğu inancındayım.”
SANIĞIN GERÇEK YAŞI İÇİN BİLİRKİŞİ RAPORU İSTENDİ
Nüfus kayıtlarında 17 yaşında görünen sanığın 18 yaşından büyük olduğu kanaatinde olduklarını dile getiren Kınacılar,”Duruşma esnasında katılan vekilleri olarak, olayda kullanılan bıçağın darbesi ve açtığı hasarın otopsi zaptına göre, vuruş gücünün 18 yaşından büyük birine ait olduğunun araştırılması konusunda bilirkişi talep ettik. Bilirkişinin bu konuda görüş beyan etmesini istedik. Bu çocuk hastanede doğmuş bir çocuk değil bu. Doğduğu esnada da babası da cezaevindeymiş. Yani çocuk acaba sonradan mı nüfusa kaydedildi? Bizce şüpheli 18 yaşından büyüktür. Mahkeme de ara kararda bu konuyu araştırmaya yönlendirdi” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR DOKTOR OLMAK YERİNE POLAT ALEMDAR OLMAK İSTİYOR”
“Ersin bir mihenk taşıydı, bir nokta oldu. Yeni bir şeylerin düzelmesi için, bir şeylerin düzelebilmesi için çalışıyordu. Ama bir şeylerin yapılabilmesi için Ersin’lerin ölmemesi lazım. Deprem olmadan depreme dayanıklı evler yapmak lazım. Kontrolü bundan önce yapmak lazım. İlla Ersin’lerin ölmesi mi lazım? Ersin bir değerdi, bir bilim adamıydı. Türkiye’de Akciğer kanserinde ameliyat yapan sayılı doktorlardan biriydi. Genç bir beyindi, geleceğimizdi” diye konuşan Kınacılar, televizyon kanallarında yer alan bazı dizi ve filmlerin şiddet görüntüleri içerdiğini ve çocukların da bu durumdan etkilendiğini söyledi. Yapılan bir kamuoyu araştırmasından bahseden Kınacılar, şöyle konuştu:
”Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, çocuklara sormuşlar büyüyünce ne olmak istersin diye; biz eskiden doktor, avukat, öğretmen, polis olmak isteğimizi söylerdik, şimdiki çocuklar ise Polat Alemdar olmayı istiyor. Yani televizyonlarımız da, basınımızda kendine çekidüzen vermek zorunda. Her şey reyting değildir. Her şey vatandaşı bir yere çekmek değildir, her şey silah çekmek değildir, adam öldürmek değildir, çetecilik değildir. İnsanların bu kadar rahat yaşadığı bir dünya değil burası. Ama öyle gösteriliyor. Çocukta her şeyin kapısını açmak için Polat Alemdar gibi olmaya çalışıyor. Olmaması lazım, artık çocukların sanık olarak cezaevine girmemesi lazım. Bundan sonra Ersin’lerin de ölmemesi lazım. İnşallah adalet yerini bulur, bu inançtayım.”
“SANIK YA MÜEBBET YA DA 18-24 YIL ARASINDA CEZA ALACAK”
Sanığın alabileceği ceza miktarının sorulması üzerine Kınacılar, ”Ceza kanununa göre 18 yaşından büyük olmak ile küçük olmak arasında dağlar kadar fark var. Eğer 18’inden büyük olursa mahkemenin takdiri doğrultusunda müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet cezası verilecek. Ama 18 yaşından küçük olursa maalesef 18 ile 24 yıl arasında bir ceza verilecek” ifadelerini kullandı
Türk adaletine güvendiğinin altını çizen Kınacılar, tanık beyanlarının dinlenmesi için duruşma tarihinin 08 Ocak 2013 gününe ertelendiğini söyledi.
İlk duruşmada katil zanlısı M.G.’nin cinayeti işlediği için pişmanlık duyduğunu belirtirken, merhum Dr. Ersin Arslan’ın ailesi zanlının 17 yaşında olduğunun belgelenmesini istedi.
17 Nisan 2012 günü hasta yakını tarafından hastanede bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan davasının ilk duruşması Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Katil zanlısının pişmanlık duyduğu, Dr. Ersin Arslan’ın ailesinin yaş tahsisi istediği duruşmada yaşananları Arslan ailesinin avukatı Metin Kınacılar anlattı.
Duruşmadaki savunmasında sanık M.G. (17)’nin pişmanlığını dile getirdiğini söyleyen Avukat Metin Kınacılar, Dr. Ersin Arslan’ın ailesinin ise yarım saate yakın gözyaşı döktüğünü ifade etti. Kınacılar, duruşma sırasında zaman zaman içler acısı bir durumlar yaşandığını sözlerine ekledi.
“SANIĞIN TASARLAYARAK ÖLDÜRME GİRİŞİMİNDE OLDUĞU ANLAŞILIYOR”
Sanığın öldürme girişimini tasarlayarak gerçekleştirdiği noktasında yoğunlaştıklarını söyleyen Kınacılar, ”18 yaşından küçük olduğu iddia edilen suça sürüklenen çocuk şüpheli ifadesinde Dr. Ersin Arslan’ı kendisinin öldürdüğünü söyledi. Dedesinin ölümü dolayısıyla bunalım geçirdiğini, gece dedesini rüyasında gördüğünü, son olarak hastanede geldiğinde de doktoru bir anlık heyecanla öldürdüğünü söyledi. Tabi ki bizim taraf olarak çekincelerimiz söz konusuydu. Bütün söyledikleri tamamen yalan çıktı. Çünkü olayın gerçekleştiği gün özellikle sabahın 8’inde hastaneye geliyor. Dr. Ersin Arslan’ı hemşirelere soruyor, güvenlik görevlilerine soruyor. Yani öldürme olayıyla hastaneye gelme arasında ortalama 5 saat hastaneyi dolaşıyor. Kendine göre tasarlayarak bir öldürme girişimi içinde olduğu anlaşılıyor. Bunu şuradan da anlıyoruz; suça sürüklenen çocuğa, ailesinin verdiği beyanlarda dedesinin eceli ile öldüğü söylenmiş. Çocuk şüpheliye ailesi doktorun bir suçunun olmadığı beyan etmiştir” dedi.
“SANIK M.G., ABDULLAH ÇATLI’NIN ADINI KULLANMIŞ”
Avukat Kınacılar, mahkeme heyetine sunduğu raporda sanığın, ülkücü mafya lideri Abdullah Çatlı’nın adını lakap olarak kullandığını belgeledi. Sosyal bir paylaşım sitesinde M.G.’nin kendisine Abdullah Çatlı adını taktığını ifade eden Kınacılar,”Suça sürüklenen şüpheli bir paylaşım sitesindeki sayfasında lakap olarak Abdullah Çatlı ismini kullanıyor. Bu da açıkça şahsın hangi yapıda bir insan olduğunu ortaya koyuyor. Bizce bu olayı şahıs tasarlamıştır. Dedesinden dolayı değil de, kendisini ispatlama vasıtasıyla doktoru öldürdüğü kanısındayım ben. Çünkü müşteki zanlının eğer dedesini öldürmüş olsaydı dinlenen kamu tanığı var, dedesinin yattığı koğuşta kalan iki tanık var. Bu tanıklar diyor ki; zanlının anne ve babası artık bu ihtiyar ölse de kurtulsak, yeter artık çektiği şeklindeki beyanları var. Ayrıca dedesinin öldüğü günde yanında kimse kalmamış. Bu durum şunu gösteriyor; çocuk kendisine bir savunma yolu çiziyor. Ama hiçbir şekilde Ersin’in geri gelme ihtimali yoktur. Ancak böyle anlayıştaki insanların bir şekilde düzeltilmesi, bir şekilde bunlara gerekli cezayı vermek lazım” ifadelerine yer verdi.
“HASTANENİN İHMALİ VAR”
Yaşanın acı olayda hastanenin ihmali bulunduğunu da belirten Kınacılar, hastane binasında güvenlik kamerası olmadığına, acil girişinde bulunan tek kameranın ise arızalı olduğuna vurgu yaptı. Kınacılar, şöyle devam etti:”Hastanenin başhekimi ve güvenlikçilerin de bu olayda ihmalleri söz konusu. Küçük bir işletmede 4-5 tane kamera olmasına rağmen koca bir hastanenin hiçbir yerinde kamera yok. Sadece acilde bir tane kamera var, o da bozuk çıkıyor. Bence artık Bakanlığın ve Başbakanlığın böyle şeyleri göz ardı etmemesi lazım. Her yere güvenlik kameraları koyup, artık olayların yakından takip edilmesi lazım. Bu konuda hastanede bir güvenlik zafiyeti olduğu inancındayım.”
SANIĞIN GERÇEK YAŞI İÇİN BİLİRKİŞİ RAPORU İSTENDİ
Nüfus kayıtlarında 17 yaşında görünen sanığın 18 yaşından büyük olduğu kanaatinde olduklarını dile getiren Kınacılar,”Duruşma esnasında katılan vekilleri olarak, olayda kullanılan bıçağın darbesi ve açtığı hasarın otopsi zaptına göre, vuruş gücünün 18 yaşından büyük birine ait olduğunun araştırılması konusunda bilirkişi talep ettik. Bilirkişinin bu konuda görüş beyan etmesini istedik. Bu çocuk hastanede doğmuş bir çocuk değil bu. Doğduğu esnada da babası da cezaevindeymiş. Yani çocuk acaba sonradan mı nüfusa kaydedildi? Bizce şüpheli 18 yaşından büyüktür. Mahkeme de ara kararda bu konuyu araştırmaya yönlendirdi” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR DOKTOR OLMAK YERİNE POLAT ALEMDAR OLMAK İSTİYOR”
“Ersin bir mihenk taşıydı, bir nokta oldu. Yeni bir şeylerin düzelmesi için, bir şeylerin düzelebilmesi için çalışıyordu. Ama bir şeylerin yapılabilmesi için Ersin’lerin ölmemesi lazım. Deprem olmadan depreme dayanıklı evler yapmak lazım. Kontrolü bundan önce yapmak lazım. İlla Ersin’lerin ölmesi mi lazım? Ersin bir değerdi, bir bilim adamıydı. Türkiye’de Akciğer kanserinde ameliyat yapan sayılı doktorlardan biriydi. Genç bir beyindi, geleceğimizdi” diye konuşan Kınacılar, televizyon kanallarında yer alan bazı dizi ve filmlerin şiddet görüntüleri içerdiğini ve çocukların da bu durumdan etkilendiğini söyledi. Yapılan bir kamuoyu araştırmasından bahseden Kınacılar, şöyle konuştu:
”Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, çocuklara sormuşlar büyüyünce ne olmak istersin diye; biz eskiden doktor, avukat, öğretmen, polis olmak isteğimizi söylerdik, şimdiki çocuklar ise Polat Alemdar olmayı istiyor. Yani televizyonlarımız da, basınımızda kendine çekidüzen vermek zorunda. Her şey reyting değildir. Her şey vatandaşı bir yere çekmek değildir, her şey silah çekmek değildir, adam öldürmek değildir, çetecilik değildir. İnsanların bu kadar rahat yaşadığı bir dünya değil burası. Ama öyle gösteriliyor. Çocukta her şeyin kapısını açmak için Polat Alemdar gibi olmaya çalışıyor. Olmaması lazım, artık çocukların sanık olarak cezaevine girmemesi lazım. Bundan sonra Ersin’lerin de ölmemesi lazım. İnşallah adalet yerini bulur, bu inançtayım.”
“SANIK YA MÜEBBET YA DA 18-24 YIL ARASINDA CEZA ALACAK”
Sanığın alabileceği ceza miktarının sorulması üzerine Kınacılar, ”Ceza kanununa göre 18 yaşından büyük olmak ile küçük olmak arasında dağlar kadar fark var. Eğer 18’inden büyük olursa mahkemenin takdiri doğrultusunda müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet cezası verilecek. Ama 18 yaşından küçük olursa maalesef 18 ile 24 yıl arasında bir ceza verilecek” ifadelerini kullandı
Türk adaletine güvendiğinin altını çizen Kınacılar, tanık beyanlarının dinlenmesi için duruşma tarihinin 08 Ocak 2013 gününe ertelendiğini söyledi.
0 commentaires:
Post a Comment