KCK
adı altında düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 42’si avukat 46
kişinin Beşiktaş Adliyesi’nde yapılan savcılık sorgulamasında ilginç
detaylar öne çıkıyor. Tuncay Güney, Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Emek ve
Demokrasi Bloğu ile ilgili yöneltilen soruların garipliği dikkat
çekiyor.
KCK operasyonunda gözaltına alındıktan sonra dün Beşiktaş Adliyesi’nde savcılığa savunma veren 46 kişiden 43’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. 41’i avukat 43 kişi hakkında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı “avukatsız” yargılama sonucunda 33’ü avukat 34 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Soruşturma savcısı Adnan Çimen ile 17 savcının üstlendiği sorgulamalarda, suç şüphesine delil olarak ifadelerin istendiği başlıklar, İmralı’da Abdullah Öcalan ile avukatlarının kayıt altına alınan görüşmelerinden basında yer alan haberlere, Oda TV iddianamesinden şahsi telefon konuşmalarına kadar herkesin ulaşabildiği bilgiler takla attırılarak soruluyor. Ancak savcılığın zaten basında da yer alan ve herkesin ulaşabileceği bilgileri, “talimat, hiyerarşik zincir, örgüt-avukat-öcalan-emir-eylem zinciri” gibi kelimelerle süsleyerek, elde edilen suç delili şüphesiyle konu edinmesi ve avukatlık mesleğini ihlal ederek dinlenen telefon görüşmelerini sunması bu soruşturmanın neden yapıldığı sorusunu akıllara getiriyor.
Avukata: "Görüşmelerde neden not tutuyorsun?"
Savcı ilk olarak Öcalan’ın avukatlarına, “Abdullah Öcalan ile hangi amaçlar için görüşmektesiniz?” şeklinde soru yöneltiyor. Öcalan ile neler konuşulduğuna ilişkin bilgi isteyen savcının, avukatların müvekkilliyle yaptığı görüşmelerin gizlilik esasına uygun korunması hakkını da ihlal ettiği anlaşılıyor. Öcalan’ın açıklamalarının basında yer almasından da avukatları sorumlu tutan savcının, “Öcalan’a aktarmış olduğunuz örgütsel konu mevcut mudur?”, “Görüşmelerinizi yazılı metin haline getiriyor musunuz?”, “Öcalan talimat vermekte midir, talimatları bir yerlere iletiyor musunuz?” gibi sorularla da avukatlara “örgüt elemanı” muamelesini uygun gördüğü anlaşılıyor. Öte yandan savcının Öcalan ile avukatları arasında yaptığı görüşmeleri, “örgütsel talimat” olarak kodladığı görülürken, “Madem örgüte iletmiyorsanız, Öcalan bu talimatları neden size veriyor?” şeklinde yönelttiği sorular da bulunuyor. Öcalan ile avukatları arasında geçen konuşma dökümlerini gün ve tarihleriyle adeta avukatların önüne koyduğu anlaşılan savcı, müvekkilleriyle yaptığı görüşmelerden savunmasıyla ilgili olup olmadığı hakkında sorgulama yapabiliyor. Avukatların Öcalan ile güncel siyasete ilişkin yaptığı diyaloglar dahi, “talimat” olarak adlandırılırken, “Öcalan’ın mektup trafiği nasıl sağlanıyor?”, “Görüşmelerde neden not tutuyorsun?” şeklinde sorular soruluyor. Hatta savcı gerçekleştirilen silahlı eylemler hakkında da, “Sen mi talimat verdin?” şeklinde soru yöneltebiliyor.
Şemalardan suçlama üretiliyor
Bu sorulara gerekçe olacak suç şüphesinin ise somut olarak bulunmadığı anlaşılıyor. Öcalan ile avukatlarının yaptığı görüşmeler, Adalet Bakanlığı’nın huzurunda ve kayıt altında yapıldığı ve avukatların kalem ve kağıt bulundurmasının yasak olduğu biliniyor. Ancak savcı, “Önderlik Komitesi” isimli bir oluşum tanımı yaparak, “Avukatlar, yasaların hükümlü-avukat ilişkisine sağladığı kolaylıktan yararlanarak KCK’nın şehirlerdeki etkinliği ve benzeri örgütsel konuları aktardığı anlaşılmıştır” sözlerine yer veriyor. Son KCK operasyonundan günler önce bazı basın organlarında, “KCK örgütlenme şeması” adı verilerek yayınlanan tabloda, Önderlik Komitesi’nin KCK’nin yürütme faaliyetinde yer aldığı öne sürüldü. Ergenekon, Devrimci Karargâh operasyonları sürecinde de yine yandaş basının “şema” üretme misyonu edindiği bilinirken, savcının da sorgulamada bahsi geçen düzmece şemayı referans aldığı anlaşılıyor.
Şoföre "Tuncay Güney kim" diye sordu
Savcı ilginç bir soruyla daha karşımıza çıkıyor. “PKK’nın bir kanadının Ergenekon’la temas halinde birlikte iş yaptığı”, “PKK kadroları içerisinde Ergenekon’un elinin olduğunu”, “PKK’nın Ergenekon irtibatının Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük aracılığıyla olduğu” hakkında Osman Öcalan’ın verdiği iddia edilen ifadelerin hakkında avukatların ne bildiğini soruyor. Öte yandan Asrın Hukuk Bürosu şoförlerinden olan ve savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Sıdık Bal’a da, "Tuncay Güney kim?" şeklinde soru yönelten savcının tuhaf sorgulamasına, avukatlardan bahsi geçen kişilerin muhatabları olmadıkları yönünde cevap alınıyor. Güney’in Ergenekon soruşturması sürecinde Abdullah Öcalan ve Doğu Perinçek ile ilgili iddia ettiği ilişkiler üzerine yaptığı açıklamalar basında da yer almış, Tuncay Güney’in yalan beyan verdiği Ergenekon duruşmalarında Perinçek tarafından da dile getirilmişti.
Oda TV iddianamesinden KCK soruşturması
Savcının soruşturma dosyasından “faydalanarak” gerçekleştirdiği sorgulamada Yalçın Küçük de yer alan isimler arasında bulunuyor. Oda TV iddianamesinden bölümler okuyan savcının, bu iddialar hakkında KCK soruşturmasıyla nasıl bir bağlam oluşturduğu pek anlaşılamıyor. Savcının, “Yalçın Küçük tarafından verilen talimatlar olduğu anlaşılan “Hocadan Notlar” isimli örgütsel dökümanda; örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak durulması, tek muhatabın Öcalan olduğun vurgulanması…” gibi ifadeleri alıntı yaptığı Oda TV iddianamesi hakkında ortaya çıkan skandallar herkes tarafından biliniyor. 14 Şubat 2011 tarihinde Oda TV’ye gerçekleştirilen baskında bilgisayarların hard disklerinden çıktığı iddia edilen dökümanların, Oda TV davası avukatları tarafından bir spam mail yoluyla bilgisayara bırakılan sahte belgeler olduğu teknik destekle ispatlanmış, mahkemeye de sunulmuştu. Ancak çokça iddiası çürütülen bu iddianame, KCK soruşturmasında savcıların soru ürettiği delil belgesi olabiliyor.
'PKK-Ergenekon ilişkisi' soruluyor
Savcının sorgusunda “PKK-Ergenekon ilişkisi” tanımı yaptığı iddialar da hazır bulunuyor. Avukatların Ergenekon sanıklarıyla telefon görüşmesi yaptıklarını ve birlikte hareket ettiklerini söyleyen savcının, “Bazılarının ise örgütsel dökümanlarda isimlerinin yer aldığı tespit edilmiştir” ifadeleriyle soruşturma gerçekleştiriliyor. PKK-Ergenekon-Yalçın Küçük-Doğu Perinçek-Tuncay Güney kombinasyonu sağlamayı hedeflediği anlaşılan savcının yönelttiği iddiaların ise altının tamamen boş kaldığı yine anlaşılıyor.
Emek ve Demokrasi Bloğu da savcının merak konusu
Avukatların müvekkilleriyle yaptığı özel görüşmeler olduğu ve yapılan telefon dinlemelerinin yasalara aykırı olduğunu beyan ettiği sorulara karşın, bir ilginçlik daha Emek ve Demokrasi Bloğu ile ilgili yöneltilen soruda oluyor. Avukat bürolarına yapılan baskınlarda el konulan Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’nun toplantısına katılan isimlerin yer aldığı dökümana el koyulduğunu belirten savcı, “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu nedir? Bu oluşumun amacı ve faaliyetleri ile ilgili ifadenizi veriniz. İsmi geçen şahısların bu oluşum ile ilgili konumları ve faaliyetleri nedir?” şeklinde soru yöneltiyor. Hâlbuki bir internet haber sitesinde çok rahat bulunabilecek bilgilerin, “örgütsel dokümandan çıkan bilgiler” şeklinde sunulması da hayli dikkat çekiyor.
Kürdistan demek, örgütsel faaliyet
Savcı, “Doğu Anadolu Bölgesi’nden Kürdistan olarak bahsedilmesinin nedeni nedir? Bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrı bir yapı mı oluşturulmaya çalışılmaktadır? Bu faaliyetlerdeki rolünüz ve örgütsel konumunuz nedir?” ifadelerini kullandığı sorudan da anlaşılacağı üzere, Kürdistan demenin örgütsel faaliyet olduğunu beyan ediyor.
Avukatların meslek hakları ihlal edildi
Öte yandan Asrın Hukuk Bürosu’na “örgüt karargâhı” tanımı yapan savcının gerekçe olarak tek gösterdiği iddianın, avukatların Öcalan ile yaptığı görüşmeler sonrası toplantı gerçekleştirmeleri yönünde suçlama yaparak soru yönelttiği de görülüyor. Öte yandan avukatlara katıldıkları iddia edilen eylemler de sorulurken, müvekkilleriyle ilgili yaptıkları telefon görüşmeleri de savcının merak konusu olabiliyor. Yaşananlar hukukun olmadığını, hiçbir delil, dayanak gösterilemeden, suçlamalara konu olacak sorular dahi sorulamayan bir savcılık sorgusunun ardından nasıl tutuklamalar yapıldığını gözler önüne seriyor.
KCK operasyonunda gözaltına alındıktan sonra dün Beşiktaş Adliyesi’nde savcılığa savunma veren 46 kişiden 43’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. 41’i avukat 43 kişi hakkında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı “avukatsız” yargılama sonucunda 33’ü avukat 34 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Soruşturma savcısı Adnan Çimen ile 17 savcının üstlendiği sorgulamalarda, suç şüphesine delil olarak ifadelerin istendiği başlıklar, İmralı’da Abdullah Öcalan ile avukatlarının kayıt altına alınan görüşmelerinden basında yer alan haberlere, Oda TV iddianamesinden şahsi telefon konuşmalarına kadar herkesin ulaşabildiği bilgiler takla attırılarak soruluyor. Ancak savcılığın zaten basında da yer alan ve herkesin ulaşabileceği bilgileri, “talimat, hiyerarşik zincir, örgüt-avukat-öcalan-emir-eylem zinciri” gibi kelimelerle süsleyerek, elde edilen suç delili şüphesiyle konu edinmesi ve avukatlık mesleğini ihlal ederek dinlenen telefon görüşmelerini sunması bu soruşturmanın neden yapıldığı sorusunu akıllara getiriyor.
Avukata: "Görüşmelerde neden not tutuyorsun?"
Savcı ilk olarak Öcalan’ın avukatlarına, “Abdullah Öcalan ile hangi amaçlar için görüşmektesiniz?” şeklinde soru yöneltiyor. Öcalan ile neler konuşulduğuna ilişkin bilgi isteyen savcının, avukatların müvekkilliyle yaptığı görüşmelerin gizlilik esasına uygun korunması hakkını da ihlal ettiği anlaşılıyor. Öcalan’ın açıklamalarının basında yer almasından da avukatları sorumlu tutan savcının, “Öcalan’a aktarmış olduğunuz örgütsel konu mevcut mudur?”, “Görüşmelerinizi yazılı metin haline getiriyor musunuz?”, “Öcalan talimat vermekte midir, talimatları bir yerlere iletiyor musunuz?” gibi sorularla da avukatlara “örgüt elemanı” muamelesini uygun gördüğü anlaşılıyor. Öte yandan savcının Öcalan ile avukatları arasında yaptığı görüşmeleri, “örgütsel talimat” olarak kodladığı görülürken, “Madem örgüte iletmiyorsanız, Öcalan bu talimatları neden size veriyor?” şeklinde yönelttiği sorular da bulunuyor. Öcalan ile avukatları arasında geçen konuşma dökümlerini gün ve tarihleriyle adeta avukatların önüne koyduğu anlaşılan savcı, müvekkilleriyle yaptığı görüşmelerden savunmasıyla ilgili olup olmadığı hakkında sorgulama yapabiliyor. Avukatların Öcalan ile güncel siyasete ilişkin yaptığı diyaloglar dahi, “talimat” olarak adlandırılırken, “Öcalan’ın mektup trafiği nasıl sağlanıyor?”, “Görüşmelerde neden not tutuyorsun?” şeklinde sorular soruluyor. Hatta savcı gerçekleştirilen silahlı eylemler hakkında da, “Sen mi talimat verdin?” şeklinde soru yöneltebiliyor.
Şemalardan suçlama üretiliyor
Bu sorulara gerekçe olacak suç şüphesinin ise somut olarak bulunmadığı anlaşılıyor. Öcalan ile avukatlarının yaptığı görüşmeler, Adalet Bakanlığı’nın huzurunda ve kayıt altında yapıldığı ve avukatların kalem ve kağıt bulundurmasının yasak olduğu biliniyor. Ancak savcı, “Önderlik Komitesi” isimli bir oluşum tanımı yaparak, “Avukatlar, yasaların hükümlü-avukat ilişkisine sağladığı kolaylıktan yararlanarak KCK’nın şehirlerdeki etkinliği ve benzeri örgütsel konuları aktardığı anlaşılmıştır” sözlerine yer veriyor. Son KCK operasyonundan günler önce bazı basın organlarında, “KCK örgütlenme şeması” adı verilerek yayınlanan tabloda, Önderlik Komitesi’nin KCK’nin yürütme faaliyetinde yer aldığı öne sürüldü. Ergenekon, Devrimci Karargâh operasyonları sürecinde de yine yandaş basının “şema” üretme misyonu edindiği bilinirken, savcının da sorgulamada bahsi geçen düzmece şemayı referans aldığı anlaşılıyor.
Şoföre "Tuncay Güney kim" diye sordu
Savcı ilginç bir soruyla daha karşımıza çıkıyor. “PKK’nın bir kanadının Ergenekon’la temas halinde birlikte iş yaptığı”, “PKK kadroları içerisinde Ergenekon’un elinin olduğunu”, “PKK’nın Ergenekon irtibatının Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük aracılığıyla olduğu” hakkında Osman Öcalan’ın verdiği iddia edilen ifadelerin hakkında avukatların ne bildiğini soruyor. Öte yandan Asrın Hukuk Bürosu şoförlerinden olan ve savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Sıdık Bal’a da, "Tuncay Güney kim?" şeklinde soru yönelten savcının tuhaf sorgulamasına, avukatlardan bahsi geçen kişilerin muhatabları olmadıkları yönünde cevap alınıyor. Güney’in Ergenekon soruşturması sürecinde Abdullah Öcalan ve Doğu Perinçek ile ilgili iddia ettiği ilişkiler üzerine yaptığı açıklamalar basında da yer almış, Tuncay Güney’in yalan beyan verdiği Ergenekon duruşmalarında Perinçek tarafından da dile getirilmişti.
Oda TV iddianamesinden KCK soruşturması
Savcının soruşturma dosyasından “faydalanarak” gerçekleştirdiği sorgulamada Yalçın Küçük de yer alan isimler arasında bulunuyor. Oda TV iddianamesinden bölümler okuyan savcının, bu iddialar hakkında KCK soruşturmasıyla nasıl bir bağlam oluşturduğu pek anlaşılamıyor. Savcının, “Yalçın Küçük tarafından verilen talimatlar olduğu anlaşılan “Hocadan Notlar” isimli örgütsel dökümanda; örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak durulması, tek muhatabın Öcalan olduğun vurgulanması…” gibi ifadeleri alıntı yaptığı Oda TV iddianamesi hakkında ortaya çıkan skandallar herkes tarafından biliniyor. 14 Şubat 2011 tarihinde Oda TV’ye gerçekleştirilen baskında bilgisayarların hard disklerinden çıktığı iddia edilen dökümanların, Oda TV davası avukatları tarafından bir spam mail yoluyla bilgisayara bırakılan sahte belgeler olduğu teknik destekle ispatlanmış, mahkemeye de sunulmuştu. Ancak çokça iddiası çürütülen bu iddianame, KCK soruşturmasında savcıların soru ürettiği delil belgesi olabiliyor.
'PKK-Ergenekon ilişkisi' soruluyor
Savcının sorgusunda “PKK-Ergenekon ilişkisi” tanımı yaptığı iddialar da hazır bulunuyor. Avukatların Ergenekon sanıklarıyla telefon görüşmesi yaptıklarını ve birlikte hareket ettiklerini söyleyen savcının, “Bazılarının ise örgütsel dökümanlarda isimlerinin yer aldığı tespit edilmiştir” ifadeleriyle soruşturma gerçekleştiriliyor. PKK-Ergenekon-Yalçın Küçük-Doğu Perinçek-Tuncay Güney kombinasyonu sağlamayı hedeflediği anlaşılan savcının yönelttiği iddiaların ise altının tamamen boş kaldığı yine anlaşılıyor.
Emek ve Demokrasi Bloğu da savcının merak konusu
Avukatların müvekkilleriyle yaptığı özel görüşmeler olduğu ve yapılan telefon dinlemelerinin yasalara aykırı olduğunu beyan ettiği sorulara karşın, bir ilginçlik daha Emek ve Demokrasi Bloğu ile ilgili yöneltilen soruda oluyor. Avukat bürolarına yapılan baskınlarda el konulan Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’nun toplantısına katılan isimlerin yer aldığı dökümana el koyulduğunu belirten savcı, “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu nedir? Bu oluşumun amacı ve faaliyetleri ile ilgili ifadenizi veriniz. İsmi geçen şahısların bu oluşum ile ilgili konumları ve faaliyetleri nedir?” şeklinde soru yöneltiyor. Hâlbuki bir internet haber sitesinde çok rahat bulunabilecek bilgilerin, “örgütsel dokümandan çıkan bilgiler” şeklinde sunulması da hayli dikkat çekiyor.
Kürdistan demek, örgütsel faaliyet
Savcı, “Doğu Anadolu Bölgesi’nden Kürdistan olarak bahsedilmesinin nedeni nedir? Bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrı bir yapı mı oluşturulmaya çalışılmaktadır? Bu faaliyetlerdeki rolünüz ve örgütsel konumunuz nedir?” ifadelerini kullandığı sorudan da anlaşılacağı üzere, Kürdistan demenin örgütsel faaliyet olduğunu beyan ediyor.
Avukatların meslek hakları ihlal edildi
Öte yandan Asrın Hukuk Bürosu’na “örgüt karargâhı” tanımı yapan savcının gerekçe olarak tek gösterdiği iddianın, avukatların Öcalan ile yaptığı görüşmeler sonrası toplantı gerçekleştirmeleri yönünde suçlama yaparak soru yönelttiği de görülüyor. Öte yandan avukatlara katıldıkları iddia edilen eylemler de sorulurken, müvekkilleriyle ilgili yaptıkları telefon görüşmeleri de savcının merak konusu olabiliyor. Yaşananlar hukukun olmadığını, hiçbir delil, dayanak gösterilemeden, suçlamalara konu olacak sorular dahi sorulamayan bir savcılık sorgusunun ardından nasıl tutuklamalar yapıldığını gözler önüne seriyor.
0 commentaires:
Post a Comment