Esenler Alperen Ocakları’nın Esenler Belediyesi Konferans
Salonu’nda düzenlediği Abdullah Çatlı’yı anma programına Çatlı’nın kızı
Gökçen Çatlı, İstanbul Alperen Ocakları Başkanı Hüseyin Aktaş, Esenler
Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Erol Hacıgül, Esenler Alperen Ocakları
Başkanı İlhan Küçük ve çok sayıda izleyici katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan programda 9 yaşındaki
Hüseyin Tekin Kuran tilaveti okudu. Kuran Tilavetinin ardından
hazırlanan slaytlarda Esenler Alperen Ocaklarının bügüne kadar
gerçekleştirmiş olduğu faaliyetler sunuldu. Bunun yanında Rahmet Muhsin
Yazıcıoğlu’nun Abdullah Çatlı’nın mezarı başında yaptığı konuşma
izleyicilere izletildi. Ayrıca Çatlı’nın dava arkadaşlarından olan
Nizamettin İçlek’in Çatlı’ya yazmış olduğu seslendiren genç duygu dolu
anların yaşanmasına neden oldu.
Cinayetler aydınlansın
Esenler Alperen Ocakları İlçe Başkanı İlhan Küçük, programı başlatan
konuşmayı yaparak, Muhsin Yazıcıoğlu ve Abdullah Çatlı gibi vatan
evlatlarının cinayetlerinin aydınlatılmasını istedi. Abdullah Çatlı için
yürütülen kara propaganda da son bulsun ve Çatlı’ya iadeyi itibar
verilmesini isteyen Küçük, konuşmasına son verdi.
Vatan hainleri daha çok itibar görüyor
Esenler Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Erol Hacıgül, Türkiye’de
gelinen noktada vatan evlatları gerekli itibarı görmüyor. Vatan
hainlerinin bile kahraman ilan edildiği ülkede vatanın öz evlatları
neden yok sayılıyor. Bu insanlar vatanları için mücadele ettikleri için
öldürüldüler, Çatlı gibi niceleri bu uğurda şehit düşüyor ve düşmeye
devam edecektir.
Amacımız Nizam-ı Alem olmalı
İstyanbul Alperen Ocakları Başkanı Hüseyin Aktaş, bizim davamız
Nizam-ı Alem davasıdır. Tıpkı rahmetli Abdullah Çatlı gibi… Biz Muhsin
Yazıcıoğlu ve Abdulah Çatlı gibi milli evlatların izinden gitmeye devam
edeceğiz. Bu ülkede vatan sevdalası olmanın bedelleri çok ağır bu bedeli
ödeyen en önemli şahıslardan biri de Abdullah Çatlı’dır. Nizam-ı Alem
davamızı tüm dünyay hakim kılmak için yürüttüğümüz çalışmalar,
atalarımızın bize bıraktığı bir mirastır. Biz bu mirasa sahip
çıkamamanın hüznünü yaşasakta, bu bayrağı Allah’ın izniyle zirveye kadar
taşıyacağız.
Yapılan açılış konuşmalarının ardından sahneye çıkan Abdullah
Çatlı’nın en büyük kızı olan Gökçen Çatlı, Babasını anlatmak için
kürsüye çıktı.
Babamın öleceğini 2 hafta önceden anlamıştık
Babam vefat etmeden 2 hafta önce çok sıkıntılı günler geçiriyordu. Bu
sıkıntısı yüzüne yansıyordu. Baba – kız arasında bir telepati vardır,
bunu herkes anlayamaz. Bende babamdaki kötü enerjiyi hissediyordum ve
bana bildiklerini anlatmak istiyordu. Bende pek sıcak bakmıyordum ama
babam erkek evladım yok bunları sana anlatmak istiyorum demişti. Babam
yola çıkmadan önce kötü bir rüya görmüştüm. Araba kullanmamasını
istemiştim ve sözünü almıştım.
Babam kaza sonucu ölmedi
Kazadan sonra babam vefat etmemişti. Babam şiddete uğradıktan sonra
öldü. Bunu kimse ifade etmiyordu ve edemiyordu. Vucüdundaki darbe izleri
trafik kazasından kaynaklı değildi. Kaza raporunda darp yerlerinin
kazayla oluşamayacağı kanıtlanmasına rağmen bunu biz kimseye
anlatamadık. Ayrıca babam ölmeden önce miting ve yürüyüş düzenlemek
istiyordu. Bildiklerini tüm Türkiye’ye aktarmak istiyordu.
Abdullah Çatlı Anadolu çocuğuydu
Ardıma baktığımda babam kimdir dediğimde, rahmetli Muhsin
Yazıcıoğlu’nun dediği gibi babam Anadolu çocoğuydu, kuran çocuğuydu.
İstanbul’da üniversite yıllarında başladığı dava hayatında çok dalgalı
bir hayat geçirdi. Babam öldükten sonra bir tek Muhsin Yazıcıoğlu üzgün
olduğunu ifade edip, babamı savundu. Diğer tanıdıkları bunu hep kapalı
kapılar ardında ifade etti.
Para onun için bir araçtı
Babam için para hiçbir zaman amaç olmadı. Para onun için hedeflerine
ulaşmada bir araçtı. Babam öldükten sonra yaşadığımız hayat ortada
herhangi bir maddi dayanağımız yok. Babam yaptıkalarını para için değil
vatan için yaptı. Bu kadar şey yapan insan ardında hiç bir şey
bırakmadıysa o adam kahramandır.
Devletin kendiyle yüzleşmesi gerekiyor
Vatanı ve milleti için çalışan babamın, devlet tarafından yok
sayılması artık son bulmalı. Bu konuda devlet kendiyle yüzleşmeli ve
gerçekleri kamuoyuyla paylaşmalı. Bugün MİT itibarını yitirmiştir. Vatan
hainlerinin itibar gördüğü Türkiye’de babam gibi vatan evlatlarının
karalanması ve karanlık insan gibi yansıtılması çok üzücü. Bugün babama
sadece sağ kesim değil sosyal demokratlar bile sempati duyuyor.
Babamın mirasını oğlum Abdullah devam ettirecek
Biz her 3 Kasım’da babamın mezarı başında babamı anıyoruz. Bunu bir
ritüela çevirmek istiyoruz. Bu sadece bir meezar ziyareti değildir, bu
ülkenin bir dönem geride kalan karanlık günlerinin aydınlatılması
isteğidir. Bunun için birlik olmalıyız. Bir olmadan hiç bir şeyi
başaramayız.
Asala’yı Abdullah Çatlı bitirdi
1982 yılında babam Paris’te kaçaktı. O yıllarda Asala,
diplomatlarımıza karşı terör eylemleri gerçekleştiriliyordu. Babam
Asala’ya karşı akibiyle kendi çapında mücadele ediyordu. Daha sonra
devlet yetkilileri el altından babama kaynak sağlıyordu. Ama babam buna
karşılık idamların bitmesini istiyordu ve bunun sözünü almıştı. Babam
her operasyon için 10 bin frank ve pasaport istedi. Gerekli
operasyonları yaparak, Asala ile olan mücadele sürecini başarı ile
sonuçlandırdı.
Vitaminsizlikten sarılık oldum
Babam öldükten sonra bize denilen, babnız bunu parayla yapıyor
denildiğinde çok üzülüyoruz. Babam zor şartlarda bize bakıyordu. Hatta
öyle aç bitap düştük kü, vitaminsizlikten sarılık olmuştum. Babamla
hastaneye gitmiştik, yerimiz belli olmasın diye muayeneden sonra
hastanenin camından atlayıp kaçtık.
Babamın gözü önünde dövüldük
Paris günleri bizim için çok kötüydü. Sürekli bir sürgün halindeydik.
Babam eve gelir, evi açbuk terkediyoruz derdi ve ocakta yemeği dahi
bırakır giderdik. Bir gün yerimiz belli oldu ve Fransız istihbarıtından
olduğunu sonradan öğrendiğim 5-6 kişi evi bastı ve babamı kelepçelediler
ve bize babamın gözü önünde dayak atıldı. Babamı götürdüler, yargılayıp
hapse attılar. Fransa’da belirli bir süre yattıktan sonra İsviçre’ye
sevk edildi.
Papa cinayetine tanık olarak katıldı
1986′da işlenen Papa suikastinin ardından, İtalyan mahkemesi babamı
tanık olarak mahkemeye çağırdı. Kesinlikle sanık olarak değil, bu
yılalrca hep yanlış anlaşıldı. Papa suikastinin neden yapıldığını bir
türlü çözememiştik. Babam verdiği ifade Türkiye’yi bu konuda aklamak
için elinden geleni, yaptı.
Hapishane müdürü kaçmasına göz yumdu
Babam 1989 yılında başarılı bir şekilde cezaevinden kaçtı.
Cezaevinden kaçarken duvardan atlarken kasığına ağaç saplandığı için
topallamaya başladı. Gördüğü arabayı çevirip atladı ve arabadaki adam
cezaevi müdürüydü. Yaslanmak için elinde bulundurduğu sopayı, cezaevi
müdürüne vurup, vurmama konusunda kararsız kaldı. Kararını verdi ve
arabada indi. Daha sonra cezaevi müdürü sirenleri hemen çaldırmadı
yaklaşık 2 saat sonra alarmı çaldırmıştı. O zamana kadar babam ve
arkadaşı Ahmet çoktan köye ulaşıp kaçmıştı.
Babam ayakta öldü
Babam trafik kazasından sonra ayaktaydı ve babam ayakta öldü. Morgda
babamın cesedine bakan amcam sağ elinin silahı tutar gibi kaldığını ve
açılmadığını söyledi. Babam kolay kolay silahına sarılmazdı. Tehlikeyi
hissetmişti ve silahına sarılmıştı. Babam ayakta öldüğü için bugün
burada toplandık. Ayakta bu dava için öldüğü için bugün izinden
gidiyoruz.
Konuşmasının ardından seyircilerin sorularını cevaplayan Gökçen Çatlı, Abdullah Çatlı ile ilgili bir çok bilinmeyene ışık tuttu.
0 commentaires:
Post a Comment